13 Mayıs 2017 Cumartesi

Koton'da yaz modası "Nakış"lanıyor


Alışveriş merkezine gezmeye gittiğimde mutlaka uğradığım magazalar vardır.
Kimisine hiç girmezken, kimisine o gidişimde bir şey almayacak bile olsam mutlaka uğramadan geçemiyorum. Koton 'da o uğramadan geçemediklerimden..
Hem şık hem de ulaşılabilir fiyatları olması Koton ' u hep tercih etme sebeplerimden.
Yeni sezonda Koton bolca nakışlara yer vermiş. 
Birlikte inceleyelim ;


‘Şimdi moda nakışlı’
Koton’la yaz modası ‘nakış’lanıyor
Sezonun trendlerini belirleyen Koton, nakışlı tasarımlarıyla 2017 İlkbahar-Yaz modasını renklendiriyor. ‘Şimdi Moda Nakışlı’ sloganıyla tüm koleksiyonlarda yerini alan birbirinden renkli nakışlar, doğadan alınan ilhamla, baharın tazeliğini modayla buluşturuyor.
Hızla değişen moda trendlerini aynı hızla koleksiyonlarına taşıyan Koton, moda dünyasını saran nakış trendine de öncülük ediyor. Her sezon en moda detayları koleksiyonlarında yaşatan Koton, doğayı ve baharı yansıtan nakışlı tasarımlarıyla, canlı ve sıcak bir ilkhabar-yaz modası vaat ediyor.

Koton’un ilkbahar-yaz koleksiyonlarının pek çok parçasında görülen nakışlar, sade ve şık tasarımları göz alıcı detaylarla süslüyor. Koton’un çeşitli koleksiyonlarında; tişört, etek, şort, gömlek, elbise ve jean tasarımlarında yer alan işlemeler, tabiatın güzelliğini yansıtan figürler ve detaylarla modada bahar rüzgârı estiriyor.

Koton koleksiyonlarında bulunan nakışlı tasarımlar üç ana temadan oluşuyor.  

Botanik Bahçesi
Botanik temasının hakim olduğu tasarımlarda doğa figürleri öne çıkıyor. Baharın tazeliğini ve dokusunu çağrıştıran çiçek, böcek ve kuş gibi figürlerin işlendiği tasarımlar, doğadan ve bahardan beslenen enerjiyi modaya taşıyor. Sade tasarımların nakışlarla zenginleştiği parçalar, doğanın sunduğu güzelliklere duyulan sevgiyi simgeleştiriyor.

Grafik Üstü Nakış
Pötikare ve çizgi gibi lineer grafiklerin üzerine işlenen çiçek ve kelebek gibi doğa figürleri, pırıltılı, göz alıcı nakışlarla; renkli ve kaotik kontrast içinde sergileniyor.  Bu temadaki ürünlerde nakışlar, göz doldurucu bir şıklık yaratırken; grafik bir düzenin dışına çıkan, zıtların uyumundan elde edilen bir hareketlilik de sağlıyor.

Sade ve Süslü
Modanın görkemli ama sade akımını öne çıkardığı bu sezonda, sade tasarımlara nakışlarla yeni bir ruh katan Koton, sadenin özgünlüğünü, rahat ve şık tasarımlarla koleksiyonlarına taşıdı. Tişört ve jean gibi ‘basic’ tasarımlarda kullanılan nakışlar en sade tasarımlara, nakış detaylarla bambaşka bir kimlik kazandırıyor. Her yaşa ve her tarza hitap eden nakışlı tasarımlar, kadın koleksiyonlarının yanı sıra aksesuar ve çocuk koleksiyonlarında da yer alıyor.





Tüm Koleksiyonlarda Nakış İstilası

Nakışlar, Koton Jeans koleksiyonlarındaki jean’lerde, El Emeği koleksiyonundaki basic tişört, bluz ve tişört-elbise tasarımlarında, Dilek Hanif for Koton koleksiyonundaki abiye modellerinde, Ole by Koton’daki şık bluz tasarımlarında yer alırken yaz sezonunun ilgi merkezi Beachwear ve Lingerie koleksiyonlarında da canlı renk ve kaliteli kumaş seçenekleriyle nakışlı tasarımlar bulunuyor.

Cıvıl cıvıl Renkler, Hacimli Kumaşlar

Baharın renkleri olan mavi, pembe, yeşil ve sarının farklı tonlarının ana renk olarak kullanıldığı nakışlı tasarımlarda; pötikareli, çizgili, büzgülü, volanlı ve kıvrımlı parçalar da öne çıkıyor. Pamuk içerikli kumaşların yoğunlukta kullanıldığı tasarımlarda genel olarak üç boyutlu, zengin, pırıltılı ve incili işlemeler kullanılıyor.  

Aksesuardan, iç ve dış giyime kadar tüm koleksiyonlarda yer alan sezonun en trend hareketi nakış tasarımlar tüm Koton Mağazaları’nda ve online alışverişin adresi www.koton.com’da ulaşılabilir fiyatlarla satışa sunuluyor.


12 Mayıs 2017 Cuma

Mayıs Ayı Besin Alerjisi Farkındalık Ayı

Bir alerjk bünye ve alerjik cocuk sahibi olarak "alerji" ile ilgili çok sık arastımak durumunda kalıyorum.
Ben bu aylarda bahar alerjisi olarak bilinen saman nezlesi ile bogusuyorum.
Oglumun da hafiflemekte olan bir süt alerjisi durumu var.
Mayıs Ayı Besin Alerjileri e farkındalık ayı. Bu süreçte faydalı olabilecegini düşündüğüm Çocuk Alerji ve Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay 'ın görüşlerini okumanızı öneririm.




Mayıs Ayı Besin Alerjileri Farkındalık Ayı

Dudak Kenarındaki Kızarıklık ve Kaşıntıya Dikkat!

Karpuz, kavun ve domates gibi meyveleri yedikten sonra, dudaklarınızda kızarıklık ve kaşıntı oluyorsa alerjiden şüphelenilmelidir. Bahar aylarında görülen, Polen Alerjisi ve meyveler arasında çapraz reaksiyon bulunur.

Besin Alerjileri farkındalık haftası sebebiyle açıklamalarda bulunan İstanbul Alerji Merkezi doktorlarından Çocuk Alerji ve Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçaydünyadaki alerjik hastalıkların başında besin alerjisinin geldiğini ve her 13 çocuktan birinde görüldüğünü söyledi. Besin alerjilerine bağlı, hayati tehlike oluşturan, aniden gelişen ve bütün vücut fonksiyonlarını durduran Alerjik şok olarak adlandırılan “Anafilaksi”ye karşı anne babaları alerjik besinleri içeren gıdalar için ve çapraz reaksiyonlara karşı uyardı. Süt alerjisi varken tarhana çorbası içmenin, sütten yapılan yoğurt sebebiyle hastalığı tetiklediğine ve süte alerjisi olanların %90 çapraz reaksiyon nedeniyle keçi sütüne de alerji gelişebildiğine dikkat çekti. Ayrıca polen alerjisi olanlarda meyvelere karşı da çapraz reaksiyon olabileceğini belirtti.
Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçayinsanın hayatı boyunca yaklaşık 170 gıdaya karşı alerji yapma potansiyeli olduğunu, fakat en çok besin alerjisi yapan gıdaların başında süt, yumurta, soya, buğday, fındık fıstık gibi çerezlerin ve deniz ürünlerinin geldiğini söyledi. Prof. Dr. Akçay şöyle konuştu: “Besin alerjisi belirtilerden en sık görülenleri; besin aldıktan sonra ağız etrafında, yüzde ya da vücutta kızarıklık, kaşıntı, egzama olmasıdır. Çocuğunuzda egzama belirtileri varsa; yanaklarında kızarıklık veya kulak arakasında, boyunda, eklem yerlerinde kızarıklık, ciltte kuruluk gibi belirtilerle kendini gösterir ve besin alerjisi yönünden mutlaka incelenmesi gerekir. Çocuğunuzun vücudunda kaşıntılı kızarıklıklar var ve tekrarlıyorsa, ek gıdaya yeni başladınız ve beslendikten sonra 2 saat içinde dudak etrafında kızarıklık, dilde veya dudakta şişme oluyorsa besin alerjisi belirtilendendir. Kakasında kan görmüşseniz, sebebi bulunamayan kusmalar oluyorsa, tedaviye cevap vermeyen reflü varsa, sebebi bulunamayan kabızlık, şiddetli gaz ağrısı; 3 haftadan uzun süren ve 3 saatten daha uzun huzursuzluk, akciğerde sık tekrarlayan hırıltı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı veya nefes sıkışması olmuşsa önemlidir. Besin alımından sonra alerjik şok dediğimiz vücutta ciddi kaşıntılı kızarıklık ve nefes sıkışması olmuşsa en önemli belirtileri arasındadır. Besin alerjisinden şüphelenmeniz için bu belirtilerin hepsi olmak zorunda değil. Belirtilerden bir tanesi bile besin alerjisinden şüphelenmek için yeterlidir. Çocuğunuzun zaten bir besine karşı alerjisi varsa diğer besinlere karşı da besin alerjisi gelişme riski yüksektir.”
Anne Sütüyle Beslenen Bebeklere Dikkat!
Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay; emziren annelere, “Benim bebeğim sadece anne sütüyle besleniyor onda olmaz' diye düşünmemek gerektiğini ve besin alerjisi belirtilerinin yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde de görülebildiğine dikkat çekti. Alerjik gıdaların, annenin sütüyle bebeğe geçtiğini, böyle bir durumda anne sütünün kesilmediğini ama anneye diyet verdiklerini belirtti. Çünkü anne sütünün ilk 6 ay bebeğin alerjik hastalıklara yakalanma riskini 10 kat azalttığını vurguladı ve şöyle konuştu: “Bebeğinizde besin alerjisi belirtileri varsa teşhisinin konulması çok önemlidir. Teşhis konulmadan alerjiye neden olan besin alınmaya devam edilirse bebeğin hayatı tehlikeye sokulabilir. Bu nedenle besin alerjisi belirtilerini gözden kaçırmamak gerekir.”
Besin Alerjisi Teşhisi Çok önemli
Sıklıkla yapılan yanlış; çok hafif bir alerjiyle çok ciddi diyetlerin yapılmasıdır. Sadece alerji testi ile teşhis konulmamalıdır. Ayrıca alerji testinde alerji çıkmadan da gizli besin alerjisi olabilmektedir. Bu nedenle doğru teşhis için doğumdan 18 yaşına kadar olan çocuklarda çocuk alerji uzmanı, 18 yaşından büyüklerde yetişkin alerji uzmanlarınca teşhis konulması çok önemlidir.
Besin İntolerans testleri besin alerjisini göstermez!
Besin intolerans testleri adı altında yapılan alerji testleri besin alerjisini göstermez. Sadece hangi gıdaları fazla tükettiğinizi gösterir. Bu nedenle besin intolerans testlerinin alerji için yapılması da yanlıştır.

11 Mayıs 2017 Perşembe

Paşabahçe'den Anneler Günü Sürprizleri

Evimde ben de en çok Paşabahçe ürününü kullanıyorum diyebilirim.
Bu anneler gününde hala annelerinize ne alacagınıza karar vermediyseniz.
Paşabahçe magazalarına bakmadan karar vermeyin derim.
Üstelik çeşitli sürpriz ve hedeyiler olacakmıs. İşte buyrun detayı :)



PAŞABAHÇE ANNELER GÜNÜNÜ
SÜRPRİZ HEDİYELERLE KUTLUYOR


Paşabahçe, 12-14 Mayıs tarihleri arasında, Türkiye’nin dört bir yanında 70 farklı noktada düzenleyeceği Anneler Günü’ne özel etkinlikler ve sürpriz hediyelerle annelere unutulmaz anlar yaşatacak.

02.05.2017 – Türkiye’nin lider markası Paşabahçe, Anneler Günü’nü 12-14 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştireceği özel etkinliklerle kutluyor. “Paşabahçe’si sizden, sevgiye dönüştürmek annenizden” sloganı ile gerçekleşecek etkinlikler kapsamında 70 farklı perakende noktasında Paşabahçe alışverişi yapanlar, birbirinden güzel Paşabahçe ürünlerini kazanma şansı yakalayacak.

Paşabahçe’nin “Paşabahçe’si sizden, sevgiye dönüştürmek annenizden” konseptiyle 3 gün boyunca sürdüreceği etkinlikler kapsamında, belirli perakende noktalarından Paşabahçe alışverişi yapan müşteriler, zincir marketlerde kurulan Paşabahçe alanlarındaki oyunlarla, sürpriz hediyeler kazanma fırsatı yakalayacak.


Paşabahçe Hakkında
Cam sektörünün küresel oyuncusu konumundaki Şişecam Topluluğu şirketlerinden Paşabahçe Cam Sanayii ve Ticaret A.Ş., cam ev eşyası alanında Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise üçüncü büyük üreticisidir. İhtisaslaşmış mağazacılıkta özgün yapısıyla Türkiye’de lider olan ‘Paşabahçe Mağazaları’nı da bünyesinde barındıran Paşabahçe Cam, 80 yıllı aşkın geçmişiyle Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer almaktadır.
Otomatik ve el imalatı olarak 20 binin üzerindeki ürün çeşidiyle çok geniş bir müşteri kitlesine hitap eden ve ürünlerini 140 ülkeye ihraç eden Paşabahçe Cam, üretim faaliyetlerini Türkiye’de Kırklareli, Eskişehir ve Denizli fabrikalarında, yurt dışında ise Bulgaristan ve Rusya Federasyonu’ndaki tesislerinde gerçekleştirmektedir.





5 Mayıs 2017 Cuma

Skip Hop Çerez Kabı

Çocuklar için ara öğün ve saglıklı atıştırmalıkların önemini yeteri kadar önemsemedigimizi düşünüyorum. Sanki 3 ana öğün yemesi yeterli gibi algılanıyor.
 Oysa ki,özellikle oyun çağındaki çocuklar çok hareketli oldugundan aldıkları enerjiyi de hemen yakarlar. Çocuklar günlük enerjilerinin yaklaşık  %20'sini ara öğünlerden karşılamaktadırlar. Bu sebeple mutlaka takviye öğün ve atıştırmalıklar verilmelidir diye düşünüyorum.Bu anlamda, özellikle kuru meyveler bence hayat kurtarıcı..

Biz Çınar'la dışarı cıkarken yanımızda mutlaka atıştırmalıklar olur. Çünkü bazen işimiz dısarıda uzayabiliyor ve öğün atlama riskimiz olabiliyor. Biz de yanımızda saglıklı atıstırmalıklarla geziyoruz.

Bir süredir bu tarz yiyeceklerimizi buzdolabı poşetlerinde yanımda tasıyordum ama dökülme, hijyen ve kullanım acısından beni epey zorluyordu. Üstelik arabadaysak ve Cınar'a vermek zorunda kalıyorsam bu durum biraz işkenceye dönüşebiliyordu. Çünkü gözüm hem trafikte hem de Çınar'da olamalıydı. Sürekli "Döküldü mü?", "Kendi başına alabildi mi?" diye kafamda deli sorular dönüyordu.

Şimdilerde bir ürün keşfettim. " Skip Hop Çerez Kabı " Tam da ihtiyacımız olan bir çerez kabı.
Artık evde de, dısarda da gönül rahatlıgıyla Cınar'ın eline veriyorum kabını ve diledigi gibi yiyor atıstırmalıklarını..


Kaymaz ve kolay tutulabilen kulbu sayesinde rahatca kendisi tasıyabiliyor ve bu kulp ile cantaya ya da bebek arabasına bile takabiliyoruz.
Özel kilit sistemi sayesinde artık "bayatladı" derdim de yok. Tazeliğini uzun süre koruyor.
Arabada da artık daha güvenliyim cünkü gözüm artık dökülme riskinde degil tamamen trafikte, çünkü içersindeki esnek kapak sayesinde yiyecekler dökülmüyor.

Çınar ve ben bu yeni çerez kabı ile çok mutluyuz. İkimizin de hayatını kolaylastırdı.

Biz Çerez kabının Köpekli olanını tercih ettik.
Daha birçok çeşidi var, mutlaka bakmanızı tavsiye ediyoruz.
Çerez kaplarının şirin görüntüsü de atıştırmalık sevmeyen çocuklarınız için çekici olabilir.







25 Nisan 2017 Salı

Çocuklarda Su Tüketimi

Birçogumuz günlük koşturmacanın içindeyken, bazen kendimiz için aslında fazlasıyla önemli konuları atlıyoruz.
En basiti; su içmek.
Ben bir dönem maalesef ki "susayınca su içen" insanlar kategorisindeydim. 
Zamanla su içme alışkanlıgımı arttırıp günlük bir rutin olusturabildim.
Bu alışkanlıgı nasıl arttırabildigimi soracak olursanız ilk ve önemlli çıkış noktam 2.5 yaşındaki oğlum Çınar oldu aslında. Bu konunun onunla ne ilgisi var diye düşünüyor olabilirsiniz. Cevabı basit :
 Ben Çınar'ın rol/modeliyim. 
Onun saglıklı beslenmesi ve gelişmesi takdir edersiniz ki her ebeveyn gibi beni de yakından ilgilendiriyor ve mutlu ediyor.

Yetersiz su tüketimi fiziksel ve zihinsel perfomansı olumsuz etkiliyor. Dikkatsizliğe yol açarak, öğrenme yetilerini de engeliyor. Bu sebeple ilk hedefimiz "susadıkca" su içmek yerine "vücudumuzun istediği kadar" su içmek olmalı. 

Su tüketimi her çocuğun yaşına, cinsiyetine, kilosuna, boyuna ve aktivite düzeyine göre değişiyor. Ancak yine de her çocuğun mutlaka alması gereken bir ‘su’ miktarı var. Milli Akademi Tıp Enstitüsü Gıda ve Besin Kurulu’nun verilerine göre çocuklarda günlük sıvı tüketiminin aşağıdaki miktarlarda olması gerektiğini belirtiyor.

1-3 yaş arasındaki çocuklar: 1.3 litre*
4-8 yaş arasındaki çocuklar: 1.4 litre
9-13 yaş arasındaki kız çocuğu: 2.1 litre / erkek çocuğu 2.4 litre
14-18 yaş arasındaki kız 2.3 litre / erkek - 3.3 litre
*1 litre yaklaşık 5 orta boy su bardağı kadardır.


Çınar'ın oyun oynadıgı alanlarda ya da sürekli sabit duran mama sandalyesi üzerinde mutlaka suyu durur. Bazen kendisi oyun oynarken oyun arasında gider içer ve tekrar oyununa devam eder. Bazen de ben "hadi biraz su içelim" derim ve karsılıklı anne & ogul su keyfi yaparız 😊 


Son günlerde her işini kendi yapmayı tercih ettiği için  Çınar daha bir keyifle su
içiyor. Çünkü yeni suluğu Skip Hop Pipetli Baykuş Suluk 'un kapağı o kadar kolay açılıp kapanabiliyor ki sırf o kapak açıp kapatma uğruna bile epey su içmiş oluyor 😊  Çocuklar için özel tasarlanmış cırt cırtlı bant ile de dışarı cıkarken sulugunu eline alıp rahatlıkla tasıyabiliyor. Uzman Pedegog ve Cocuk doktorları önerileriyle şekillendirlen Zoo hayvan arkadasları temalı Skip Hop koleksiyonunda daha birçok şirin hayvanlar yer alıyor.Biz tercihimizi şimdilik Baykuştan yana kullandık.  Diğer ürünlerine de mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim.








24 Mart 2017 Cuma

Anne Sütü

Dogum hikayemizden bahsettiğime göre sıra geldi "anne sütü" mevzusuna...
Hamileyken ve öncesinde cok da 'takık' degildim aslında bu konuya..
Daha dogrusu bilgisizdim demeliyim..
Normalde sezeryan dogumlarda emzirme biraz güç olurmuş..
Bizim durumumuz biraz farklı gelişti.
35. Haftada dogum yaptım.
Ama doktorum erken dogumu öngördüğü için bebeğin gelişimine destek olacak iğne tedavisine başlamıştım. Dolayısıyla çok şükür ki bir aksilik yaşamadık.
Dogum sancısı ve normal dogum anne sütünün gelişini belirleyen unsurlarımış.
Ben kendi saglık durumumdan ötürü normal dogum yapamadım ama normal süreç başladığı için de anne sütünde bir aksilik yasamadım.

Emzirmek garip bir duygu.
Bedeninle bebeğini besleyebilme inanılmaz bir lütuf bence.
Yaklaşık ilk 1 aylık emzirme sürecim biraz sancılı geçti.
İlk hafta göğüs uçlarına olusan hassasiyet ve yaralar benim de başıma geldi..
Ben biraz krem işini hafife almış olabilirim.. Yani hamileyken pek fazla krem kullanmamıstımi hatta etmişim.. Sonradan anlıyorsun maalesef acı bir şekilde..

1 ay kadar bir süre emzirirken gögsümde yaralar olustu.. Çok zorlu bir süreçti ama o sıralar minicik bir beden sana muhtaç ve asla düşünmüyorsun emzirmemeyi..

Öyle böyle derken alıştım.. Yaralarım iyileşti..

Anne sütünü arttırmak için neler yaptın derseniz ;

- bol su içtim en başta... bence en önemlisi bu.
Lohusa şerbeti vs. şeyleri ben pek dogru bulmuyorum.. Yok yere vücuda o kadar şeker yüklemeye gerek olmadıgını düşünüyorum. Dolayısıyla da içmedim de...

Yeşil yapraklı sebzeler, salatalıklar... özellikle de dereotu cok tükettim.. Eskiden dereotu sevmezdim, o dönem onu da sevmeye basladım. Hala da tüketirim.

Dinlenmek de çok önemli.. Uyku..
Mümkünse, yapabiliyorsanız bol bol uyuyun..
Çınar cok uyuyan bir bebek degildi, tek basıma baktıgım için de bu dinlenme mevzuu ben de  gecerli olamadı.

Çınar şuan 2.5 yaşında... 23 aya kadar emzirdim..

Emzirme döneminde Çınar'da süt ve süt ürünlerine karsı alerji basladı ve ciddi bir diyet yaptım..
Bu süreçte de cok kilo verdim..
Bir yandan iyi oldu çünkü hamileliğim süresince 18kg almıştım :)

Alerji konusuna baska bir postta deginecegim..
Ve emzirmeyi nasıl bıraktıgımızı da..

Son olarak;
Çevrenizde cok karısan olacak. Aç bu cocuk diyen cok olacak.
Herkes bilirkişi kesilecek.
Hepimizin başına geldi.
Geçiyor merak etmeyin.
Cocugunuzu en iyi siz tanırsınız.
Nasıl davranmak istiyorsanız öyle yapın.
Yoksa siz yıpranırsınız...

Hadi o zaman şimdilik hoşcakalın, sütünüz bol olsun :)





20 Aralık 2016 Salı

Hamileymişim?!! :)

hamilelik sürecim nasıl mıydı?
............................................................

birkaç gün süren tansiyon düşüklüğüm sebebiyle dr kontrolüne gittim.
kan tahlili yapıldı ve sonucun cıkması 2-3 saati bulacaktı, işe döndüm..
çalışırken zamanın geldiğini farkedip dr.umu aradım.
ve hamile oldugumu söyledi..
biraz korku biraz endişe ve heyecan duyuyordum..
öyle uzun uzadıya sürpriz yapmak falan aklıma gelmeden eşimi aradım ve hemen telefonda söyledim :))
durumun netleşmesi için dr.um 2 gün sonra tekrar gelmemi ve kan degerlerimde artış olup olmadıgnı görmek istedigini söyledi.
bu süreçte kimseye bir şey söylemedik.
2. kontrole gittiğimde degerlerim artmıs ve kese gözükmüştü..
artık resmen hamileydim!
eşime whatsapptan attıgım mesaj geliyor aklıma da insan whatsaptaan mı yazar ya.. bir şekil bi bişey yapar :)
tam odunluk bendeki :D
ona yazdıgım mesaj direkt gözümün önünde suan..
ultrason görüntüsünü atıp "kısmetse 19 ekimde çekirdek bir aile oluyoruz" yazmıstım :)

o aksam annemleri arayıp hamile oldugumu söyledik..
ama evde misafir varmıs ve ben anneme kimseye caktırma ama sana bir şey söyleyecegim dediğimde, sesindeki ruhsuzluk beni sinir etmişti :D
oysa caktırmamasını söyleyen bendim.
acaba hormonlarım anında mı devreye girmişti? :))
neyse,
sonra kayınvalidemlere aradık.
eşim; babaanne olacaksın dediğinde, "bak sakın almayın köpek möpek" demişti :))
bir süredir köpek beslemeyi düşünüyorduk o dönemler..
ve esprisine babaanne olacaksın diyorduk ona da..
velhasıl "normal" babaanne olacagına bir türlü ikna edemedik hemen :)
ilk soku herkes atlattıktan sonra, birilerine söyleyebilme hissi içimi kemiriyordu..
iş yerinde kimseye söylememiştim..
eski arkdaslarımdan zeynep ve eşine söylemiştik..
sonra bir gün iş yerinde yazıcıdan bir şey almak için kalktıgımda bir arkadasımı da yazıcının basında bir şeyler alırken gördüm.
o an kendimi tutamayıp ona söyledim..:)
öyle böyle derken birkaç gün geçmişti ki feci mide bulantılarım baslamıstı..
yemek yemeyi geç, kokusunu duymayı geç, yemek adının geçmesi bile beni mahvediyordu..
gece uykudan uyanıp 6-7 kere lavabonun yolunu tuttugum günler geliyor da aklıma şimdi, tüylerim diken diken oluyor..
cok zor bir 4 ay geçirdim..
o dönem annem en büyük kurtarıcım oldu..
günaşırı hastaneye gidip serum taktırıyordum.
normal yollarla beslenmem mümkün değildi.
sadece galeta,tuzlu cubuk,patates haslaması falan yiyebiliyordum..

öyle böyle derken 4.ay gibi mide bulantılarımdan kurtulmus, artık bir şeyler yiyebilmeye baslamıstım..
ama baslarda cok fazla serum takviyesi ve benim her mide bulantımda kuru ekmege dadanmam sonunda kiloları da hızla almaya baslamıstım..

ikj kez adam akıllı kahvaltı ettiğim günü hatırlıyorum mesela.. Arkadaslarla Kavacık'ta bir yere gitmiştik.. Aylar sonra agzıma kahvaltıya dair bir şeyler girebilmişti..

O zorlu mide bulantılı dönemi atlattıktan sonra son aylarda da hareket yasagı gelmişti bu kez..
üstüne de mide yanmaları, reflü derken hamilelik beni epey yıpratmıştı..

7. aydan itibaren doktorum çalışmamam gerektiğini ve mümkün oldugunca hareket etmeden beklemem gerektiğini söylemişti..

32. haftadan itibaren evde yatmaya basladım ve 35. haftanın ilk günü de dogum basladı.... :)



(....devamı gelecek ;) )