bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ağustos 2021 Perşembe

Doğumsal Hipotiroidi

Alin henüz 15-20 günlük falandı...
 telefon çaldı. 
 Ekranda sağlık ocağının hemşiresinin numarasını görünce bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım... 
 telaşla telefonu açtım... 
Alin’den alınan 2. topuk kanlarındaki bir değerde bir gariplik vardı..
 vakit kaybetmeden görüşmemiz lazım dedi.. 
 yüreğime bir bıçak saplandı... buz kesti vücudum...
 kendimde doktorla görüşecek gücü bulamadığım için babası gitti görüşmeye.. 
 çok acil bizi sevk etmeleri gerekmiş bi devlet hastanesine... 
 nasıl oldu hatırlamıyorum kendimizi Zeynep Kamil’de bulduk.... ( o dönem hastane bahçesinde attığım instagram Storylerde mesaj atanlar olmustu; konuyu bilmeden bir sıkıntı mı var ya da dua gönderen kişiler.. o ara lohusalıgın da verdiği ekstra hassasiyetim nedeniyle yazacak gücüm yoktu...) 




hiç bilmediğim bir konu.. bilmediğim bir alan... “çocuk endokrinolojisi”ne gittik... 
çünkü Tsh değerleri aşırı yüksekti..
 ne alama geldiğine dair tek fikrim Tsh’ın tiroid hormonu ile ilgili olmasıydı...  sağlık ocağının yönlendirmesiyle görüştüğümüz doktor tekrar test yaptı bu kez topuktan değil, direkt damardan bakılması gerekiyormus.. 
sonuc normal değerin neredeyse 20 katı yüksek çıktı... 
 Alin’in tiroid hormonu az çalışıyordu... 
şimdi 2. Aşama.. 
peki az mı çalışıyor yoksa hiç mi yok?
 Ultrasona girdi..
doktorun muayene odasında yaşadığım o berbat hissi anlatamam sanırım...
ekranda bir şeylere bakıyor ben de cocugun kafasını yukarı dogru tutuyorum ki ultrasonda görebilsin vs...
elim ayağım titriyor...
dakikalar geçmiyordu...
sonra tamam dedi..
raporu yazacagım dısarda bekleyebilirsinizdedi.
neymiş dedim doktora?
yazıcam dedi...
söylesene be adam var mı yok mu ne haldeyiz..
mecbur bekledik raporu yazmasını ve doktorumuza gittik.
raporu inceledi.
tiroid bezleri vardı sadece hormonlar az calısıyordu..
ama az çalışıyordu... 
 Hastalığın adı da Doğumsal Hipotiroidi Ymiş.. 
o zamana kadar hiç duymamıstım... 

 (Tiroid bezinin gelişimsel hatalarından, tiroid hormon biyosentezi ve tiroid bezinin regülasyonunda doğuştan gelen bozukluklardan kaynaklanan tiroid hormon yetersizliği ile karakterize klinik bir durumdur. Kalıcı hipotiroidinin en sık karşılaşılan nedeni konjenital nedenlerdir. Yenidoğan döneminde en sık karşılaşılan endokrinolojik sorundur. Kaynak : HSM)

hemen ilaç tedavisi başladı.. 
ilaca başlamasıyla birlikte 1 hafta içinde değerler ciddi şekilde düştü. 
 İstenilen referans aralığına geldi... 
Aylık kan tahlilleri yapıldı.
 Ben de bu süreçte sürekli hastalığı, hastalığın seyri ve iyi bir doktor araştırması yapıp durdum. inanılmaz korkunc senaryolar okuyordum sürekli.. 
zaten bu hastalıkta falan internette gezmek deli işi gerçekten. 
bu yazıyı benim gibi olanlar için yazıyorum..
 panik olmayın, üzülmeyin diye... 
Düzenli gittiğimiz doktor kontrolleri ve ilaç dozunun kan değerlerine göre sürekli değiştirilmesi neticesinde çok şükür ki kan değerleri artık istenilen düzeyde.. 
3 ay önce (2 yaşını doldurduğunda) ilacı tamamen kesti doktorumuz.
 şimdi yılda 2 kez rutin kontrolleri yapılacak. 
 bu hastalıkta çoğu bulgular 3 yaşında sıfırlansa da bazı durumlarda bu süreç uzayabiliyormus.
 Böyle bir durumda en ama en önemli konu kesinlikle erken tanı ve tedavi.. 
 her hastalıkta olduğu gibi erken tanı hayat kurtarır..

26 Mayıs 2017 Cuma

Çünkü en değerlisi!



Yenidoğan bebekler için cilt bakımının önemi cok yüksek. Yeni anne&baba olmus ebeveynlerinse kafası bir o kadar karısık oluyor. Bebekler için cilt bakımı rutini cok degerli. O yumusacık ve hassas tenlerine bakım yapmak için önerilerim var.


  • Yenidoğan bebeklerin cildinde hafif yaglı gibi bir tabaka oluyor. Bu tabakayı kaldırmamak gerekiyor. Yıkandıkca kendi kendine soyulacaktır.
  • İlk dönemler hızla kilo artışı oluyor ve bu durumda da vücutları bogum bogum oluyor (tam sevmelik:)) bu bogumların arasını mutlaka iyi temizlemeliyiz. Nemli bir bez ile gün içersinde birkaç kez uygulama yapabilirsiniz.
  • Birçok yenidoğan bebekte Konak denilen atılamayan deri birikintileri oluyor. Özellikle alerjik & atopik dermatit bebeklerde daha sık rastlanıyormus bu durum. Çınar'da da bebeklik döneminde epey olurdu konak. Bu konakları da kaldırmamak gerekiyor. Nemlendirici ve atopik tarz sampuanlarla giderilmesini saglayabilirsiniz. Eskiden bu iş için halis zeytinyagı da kulkanılırmıs Ben denemedim ama kullanan cok duydum.
  • Bebek cildine her banyodan sonra vücuduna uygun bir losyonla masaj yapmanızı öneririm.
  • Bebeğinizde kasık ve diger büklüm yerlerinde kırmızılıklar var ve geçmiyorsa mutlaka doktora danısılmalı. Mantar riski yüksek olabilir. 
  • Bebeklerinizin çamaşırlarını mutlaka bebeklere özel sabunlarla yıkayın. Normal deterjanlar ilk dönemler o nanrin cildinde egzamalara sebep olabilir.
  • En önemli şeylerden biri de; yaz ya da kış gözetmeden güneş koruyucu kullanmanız. Çünkü özellikle yenidoğan bebeklerin ultravioleden koruyan pigmentleri henüz gelişmemiştir. 
  • Bebeğinize gereken D vitamini güneşten sağlandıgı için tedbirleirnizi alarak mutlaka her gün 10-15dk  dısarıya cıkartmanızı da öneririm.



24 Mart 2017 Cuma

Anne Sütü

Dogum hikayemizden bahsettiğime göre sıra geldi "anne sütü" mevzusuna...
Hamileyken ve öncesinde cok da 'takık' degildim aslında bu konuya..
Daha dogrusu bilgisizdim demeliyim..
Normalde sezeryan dogumlarda emzirme biraz güç olurmuş..
Bizim durumumuz biraz farklı gelişti.
35. Haftada dogum yaptım.
Ama doktorum erken dogumu öngördüğü için bebeğin gelişimine destek olacak iğne tedavisine başlamıştım. Dolayısıyla çok şükür ki bir aksilik yaşamadık.
Dogum sancısı ve normal dogum anne sütünün gelişini belirleyen unsurlarımış.
Ben kendi saglık durumumdan ötürü normal dogum yapamadım ama normal süreç başladığı için de anne sütünde bir aksilik yasamadım.

Emzirmek garip bir duygu.
Bedeninle bebeğini besleyebilme inanılmaz bir lütuf bence.
Yaklaşık ilk 1 aylık emzirme sürecim biraz sancılı geçti.
İlk hafta göğüs uçlarına olusan hassasiyet ve yaralar benim de başıma geldi..
Ben biraz krem işini hafife almış olabilirim.. Yani hamileyken pek fazla krem kullanmamıstımi hatta etmişim.. Sonradan anlıyorsun maalesef acı bir şekilde..

1 ay kadar bir süre emzirirken gögsümde yaralar olustu.. Çok zorlu bir süreçti ama o sıralar minicik bir beden sana muhtaç ve asla düşünmüyorsun emzirmemeyi..

Öyle böyle derken alıştım.. Yaralarım iyileşti..

Anne sütünü arttırmak için neler yaptın derseniz ;

- bol su içtim en başta... bence en önemlisi bu.
Lohusa şerbeti vs. şeyleri ben pek dogru bulmuyorum.. Yok yere vücuda o kadar şeker yüklemeye gerek olmadıgını düşünüyorum. Dolayısıyla da içmedim de...

Yeşil yapraklı sebzeler, salatalıklar... özellikle de dereotu cok tükettim.. Eskiden dereotu sevmezdim, o dönem onu da sevmeye basladım. Hala da tüketirim.

Dinlenmek de çok önemli.. Uyku..
Mümkünse, yapabiliyorsanız bol bol uyuyun..
Çınar cok uyuyan bir bebek degildi, tek basıma baktıgım için de bu dinlenme mevzuu ben de  gecerli olamadı.

Çınar şuan 2.5 yaşında... 23 aya kadar emzirdim..

Emzirme döneminde Çınar'da süt ve süt ürünlerine karsı alerji basladı ve ciddi bir diyet yaptım..
Bu süreçte de cok kilo verdim..
Bir yandan iyi oldu çünkü hamileliğim süresince 18kg almıştım :)

Alerji konusuna baska bir postta deginecegim..
Ve emzirmeyi nasıl bıraktıgımızı da..

Son olarak;
Çevrenizde cok karısan olacak. Aç bu cocuk diyen cok olacak.
Herkes bilirkişi kesilecek.
Hepimizin başına geldi.
Geçiyor merak etmeyin.
Cocugunuzu en iyi siz tanırsınız.
Nasıl davranmak istiyorsanız öyle yapın.
Yoksa siz yıpranırsınız...

Hadi o zaman şimdilik hoşcakalın, sütünüz bol olsun :)





20 Aralık 2016 Salı

Hamileymişim?!! :)

hamilelik sürecim nasıl mıydı?
............................................................

birkaç gün süren tansiyon düşüklüğüm sebebiyle dr kontrolüne gittim.
kan tahlili yapıldı ve sonucun cıkması 2-3 saati bulacaktı, işe döndüm..
çalışırken zamanın geldiğini farkedip dr.umu aradım.
ve hamile oldugumu söyledi..
biraz korku biraz endişe ve heyecan duyuyordum..
öyle uzun uzadıya sürpriz yapmak falan aklıma gelmeden eşimi aradım ve hemen telefonda söyledim :))
durumun netleşmesi için dr.um 2 gün sonra tekrar gelmemi ve kan degerlerimde artış olup olmadıgnı görmek istedigini söyledi.
bu süreçte kimseye bir şey söylemedik.
2. kontrole gittiğimde degerlerim artmıs ve kese gözükmüştü..
artık resmen hamileydim!
eşime whatsapptan attıgım mesaj geliyor aklıma da insan whatsaptaan mı yazar ya.. bir şekil bi bişey yapar :)
tam odunluk bendeki :D
ona yazdıgım mesaj direkt gözümün önünde suan..
ultrason görüntüsünü atıp "kısmetse 19 ekimde çekirdek bir aile oluyoruz" yazmıstım :)

o aksam annemleri arayıp hamile oldugumu söyledik..
ama evde misafir varmıs ve ben anneme kimseye caktırma ama sana bir şey söyleyecegim dediğimde, sesindeki ruhsuzluk beni sinir etmişti :D
oysa caktırmamasını söyleyen bendim.
acaba hormonlarım anında mı devreye girmişti? :))
neyse,
sonra kayınvalidemlere aradık.
eşim; babaanne olacaksın dediğinde, "bak sakın almayın köpek möpek" demişti :))
bir süredir köpek beslemeyi düşünüyorduk o dönemler..
ve esprisine babaanne olacaksın diyorduk ona da..
velhasıl "normal" babaanne olacagına bir türlü ikna edemedik hemen :)
ilk soku herkes atlattıktan sonra, birilerine söyleyebilme hissi içimi kemiriyordu..
iş yerinde kimseye söylememiştim..
eski arkdaslarımdan zeynep ve eşine söylemiştik..
sonra bir gün iş yerinde yazıcıdan bir şey almak için kalktıgımda bir arkadasımı da yazıcının basında bir şeyler alırken gördüm.
o an kendimi tutamayıp ona söyledim..:)
öyle böyle derken birkaç gün geçmişti ki feci mide bulantılarım baslamıstı..
yemek yemeyi geç, kokusunu duymayı geç, yemek adının geçmesi bile beni mahvediyordu..
gece uykudan uyanıp 6-7 kere lavabonun yolunu tuttugum günler geliyor da aklıma şimdi, tüylerim diken diken oluyor..
cok zor bir 4 ay geçirdim..
o dönem annem en büyük kurtarıcım oldu..
günaşırı hastaneye gidip serum taktırıyordum.
normal yollarla beslenmem mümkün değildi.
sadece galeta,tuzlu cubuk,patates haslaması falan yiyebiliyordum..

öyle böyle derken 4.ay gibi mide bulantılarımdan kurtulmus, artık bir şeyler yiyebilmeye baslamıstım..
ama baslarda cok fazla serum takviyesi ve benim her mide bulantımda kuru ekmege dadanmam sonunda kiloları da hızla almaya baslamıstım..

ikj kez adam akıllı kahvaltı ettiğim günü hatırlıyorum mesela.. Arkadaslarla Kavacık'ta bir yere gitmiştik.. Aylar sonra agzıma kahvaltıya dair bir şeyler girebilmişti..

O zorlu mide bulantılı dönemi atlattıktan sonra son aylarda da hareket yasagı gelmişti bu kez..
üstüne de mide yanmaları, reflü derken hamilelik beni epey yıpratmıştı..

7. aydan itibaren doktorum çalışmamam gerektiğini ve mümkün oldugunca hareket etmeden beklemem gerektiğini söylemişti..

32. haftadan itibaren evde yatmaya basladım ve 35. haftanın ilk günü de dogum basladı.... :)



(....devamı gelecek ;) )