bağdat caddesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bağdat caddesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2012 Pazartesi

aynı giyinen çiftler (!)

bugün cadde de nereye gitsem onları gördüm diyebilirim.
ya da algıda seçicilikti bilemiyorum.

kırmızı spor ayakkabı,
beyaz bermuda şort,
"i love you t-shirtleri"
ve ray-ban gözlükleriyle tam bir uyum abidesi(!) bir çiftti.

şık olmaktan ya da sevimli gözükmekten öte iticilerdi.

bu çiftin bir dostu falan ola ki bu yazıyı okursa lütfen iletsin :

bershka çalışanı gibi gezmesin çocuklar, yazıktır...

***
bu çifti görüncee aklıma geldi :


küçükken alt komşumuz- yaşıtım - Songül ile bizi bir örnek giydirirdi annemler.
hem birbirimize benzediğimizden hem de cocuk aklımızla birbirimizin kıyafetlerine özendiğimizdendi belki..

***
velhasıl ;


sen bizi böyle bir çift olmaktan uzak eyle ya rabbbiiim! AMİN!




11 Mart 2010 Perşembe

yolculuk'um part 1.

Saat 18.05...
işte çıkıyorum.
cadde kalabalık..
hava buzzz...
burnum, kulaklarım ve ellerim hissiz..
iliklerime kadar işlemiş bir soğuk..
hızlanıyorum, koşarcasına..
yüzüm daha çok ıslanıyor..
daha sert çarpıyor damlalar..
birlikte koşuyoruz sanki..
derken, biniyorum Kadıköy dolmuşuna..
"bi Kadıköy uzatır mısınız?" ( travestik bi tonlamayla..Allaaahımmm bu ses benden mi çıktı? ses tellerim de donuyorr sanırım)
içerisi sıcak..
kendime geliyorum yavaş yavaş..
önümdeki adamın kokusunu alıyorum sonra..
saçları rastalı ve röfleli de..
korkunç bir koku yayılıyor..
şalıma sarılıyorum..
düşünmemeye çalışıyorum..
neyseki erken iniyor..
rıhtıma geliyoruz..
iniyorum.
soğuk vuruyor yine keskin keskin..
hemen içeri atıyorum kendimi.
Bir İzmit bileti alıyorum.
cam kenarı kalmamış.. :/
servis alıyor bizi, Harem'e gidiyoruz..
ve artık otobüsteyim..
evime gidiyorum..
huzur'uma..
kahve alıyorum bir tane..
yaprak dökümü açık tvde..
"evde gibiyim" diye düşünürken, önümdeki çocuk dikkatimi çekiyor..
rahatsız edici..
bi oturamadı oturdugu yere..
koltugu oynatıp duruyor, dizlerime çarpıyor koltuk her defasında.. sinir oluyorum!
sonra hepten kıl oluyorum cocuga her hareketi batmaya başlıyor bana..
saniyede bir saçlarıyla oynamasına takıyorum mesela..
uzun saçlı..
alnında sokup ensesinden cıkarıyor ellerini..
zaten uzun saclı erkek sevmem..
sevmedim oğlum seni...
(harcadım yalnız cocugu)
nihayet iniyorum..
ve evdeyim..
sıcacık yatagımda..
(üç nokta)

10 Mart 2010 Çarşamba

önünden geçtim dün o evin...


hani bişi yazmıştım bundan birkaç hafta önce..
kalabalıktaydım..
kulagımda "another day in Paradise " vardı..
bildin mi?
ben bugün bunu yaşadım sevgili blog :)
erenköydeyim..
caddeye dogru çıkıyorum..
kulagımda Collins..
adımlarım ritmik..
cok eglenceliydi..:)
sonra akılma lise çağlarım geldi..
dinlemekten ve söylemekten keyif aldıgım bi şarkı vardı..
"önünden geçtim dün o evin, erenköy'de hani.. büyütmeye çalıştığımız o çiçek solmuş...."
geçmişi yaad etim:)
şimdi ordayım işte..
erenköyde..