aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2012 Pazartesi

aynı giyinen çiftler (!)

bugün cadde de nereye gitsem onları gördüm diyebilirim.
ya da algıda seçicilikti bilemiyorum.

kırmızı spor ayakkabı,
beyaz bermuda şort,
"i love you t-shirtleri"
ve ray-ban gözlükleriyle tam bir uyum abidesi(!) bir çiftti.

şık olmaktan ya da sevimli gözükmekten öte iticilerdi.

bu çiftin bir dostu falan ola ki bu yazıyı okursa lütfen iletsin :

bershka çalışanı gibi gezmesin çocuklar, yazıktır...

***
bu çifti görüncee aklıma geldi :


küçükken alt komşumuz- yaşıtım - Songül ile bizi bir örnek giydirirdi annemler.
hem birbirimize benzediğimizden hem de cocuk aklımızla birbirimizin kıyafetlerine özendiğimizdendi belki..

***
velhasıl ;


sen bizi böyle bir çift olmaktan uzak eyle ya rabbbiiim! AMİN!




17 Temmuz 2012 Salı


kendimi dökmeyeli ne kadar da zaman oldu..
içime akıttıklarım beni korkutuyor artık.
yüreğim çok uzun zamandır çok fazla acıyor.
boğazımda oturmuş olan yumru mesken edinmiş gibi kendine oraları..

çok değişik heyecanlar yaşarken çapraşık bir yolda bulmak ne menem bir duygudur bilir misiniz?
ben acı öğrendim.
acıyı öğrendim.
ben çok kısa bir sürede acı bir şekilde büyüdüm,
büyütüldüm.

kırgın olduklarım aslında bilseler ne kolay geçecek kırgınlığım.
bilseler nasıl hemen iyileşeceğim.
ve bilseler nasıl cocuk ruhuma hemen geri dönebileceğim.
ama bilmediler.
ve ben büyüdüm.

son zamanlarda çok çirkinim.
mutlu kadın güzeldir çünkü.
ve ben çok mutsuzum çünkü...

23 Aralık 2011 Cuma

2012 wishList'im

efeenndimmmm geçen sene dilediğim birtakım şeyler gerçekleşti.

2011 wihList bu postta gecen seneki isteklerimi görebilirsiniz.

ha dersen ki bentleyin var mı, ya da piyango çıktı mı?

hayır bentley'im yok..

Ama piyango mecaz anlamda cıktı gibi... :)

isteklerim içersinde gelinlik, Aşk vs. vardı.. Şeyy ımmm, o gerçekleşiyor aramızda kalsın ;)

Bu sene ne mi istiyorum??

evet yine önce aileme ve tüm dostlarıma sağlık ve huzur istiyorum..

sonra yine ve yineee piyangodan beş-on bişi vursun istiyorum :)

gerçekten noel baba olsun ve bir sürü hediye getirsin.. bu sene en çok hediyeyi ben istiyorummmm :)



bentley'de gözüm yok artık.

şu olsun kafi :)

mor renge bayılırım zaten..
bu arabada da pek bi hoş durmuş caaağğnım =)

sonraa klasik araba sevdam devam etmekte....







ve tabii ki fotoğraf sevdam da aynı çlçüde hatta katlanarak devam ediyor..
hala 5d m2 ve 85mm lens alabilmiş değilim :( 
ayrıca sağdaki gibi bir de çantam olsun ilerde :)






evimde bir kaç parça Louboutin ve Jimmy Choo olsun :)






 pembe vespam'da olsun ve ben puantiyeli uzun eteğimle onu süriyim saçlarım rüzgarda uçuşssunn hoooff!
ve tabii ki dostlarım olsun hep yanımda.. yıllardır yanımda olan ve her zaman da olacak olan..






 2012 herkese uğurlu gelsin inşallaahh..
Şimdiden herkese Mussssmutlu Yıllar...

30 Eylül 2010 Perşembe

içimden gelenler vol.1

her şeye alışıyor insan.
unutmuyor,
ama
alışıyor.
en acı hatıralar bile zamanla sadece bir "an" olarak yer ediyor hafızalarımızda.
hani en büyük sandığımız aşk'lar biterken yaşadığımız acılar vardı.
nefes alamazdık acısından.
boğazımızda yumruk, göğsümüzde sancı, gözümüzde yaşlar.

NOLDU?
tabii ki de geçti.
geçicek.
geçmek de zorunda.
"zaman her şeye çare" demişlerdi, inanmamıştık.
bize akıl, nasihat verenlere karşı çıkmıştık belki de kin duymuştuk.
bizi anlamadıgını düşünmüştük.
ama haklılardı.
insan ölüme bile alışmıyor muydu?
şükür ki alışıyor.
yoksa o en sevdiğimin ölümüne nasıl katlanabilirdim?

-seni unutmadım ama yokluğuna alıştım..

niceleri geldi-geçti hayatından.
kimisi büyük yer kapladı belki.
şimdi hangileri hayatında?
ya da geriye dönüp baktığında hangileri için hala için cız ediyor?
1 belki 2..
çok değildir eminim ki.

düzen şu şekilde işliyor : perşembe ölürüm, cuma ağlarlar, cumartesi gömerler, pazar merasim ve pazartesi herkes işine döner.
çünkü herkes, her şeye zamanla, ALIŞIR.

24 Eylül 2010 Cuma

Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar!!

ve işte yine bi Can Yücel efsanesi :




Ne hesabını veremeyeceğim... bir günüm oldu
ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim...
Ne hissettiysem onu söyledim , onu yaşadım...
Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım...
Asla keşkelerim olmadı...


Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım..
Karşıma bazen gerçek yüzler , bazen sahteler çıktı ama olsun ...
ben yine sadece hislerimle yaşadım..
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim ,
ya da asla birini severken karşılığını beklemedim...
Dostluğuma değer biçmedim , sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim...
Sevdiysem sonuna kadar gittim,bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim...


Bazen çok kırıldım , bazen belki de kırdım...
Ama hata insana mahsustur dedim..
Affettim , af diledim..

Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim..
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler...
Ama asıl unuttukları şuydu...
Ben aldanmadım...
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar...

Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için...
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için......
Oysa ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..


_Can Yücel_

29 Temmuz 2010 Perşembe

Rüya

en son ne zaman yaşadım bu duyguları?
-sanırım 6-7 sene önceydi..
bir daha asla olmaz sanıyordum..
bir daha bu kadar heyecanlanamam..
bir daha bu kadar "benden" biri olmaz sanıyordum..
dahası olabilirmiş meğerse....

normalde yenilgileri hiç sevmem.
hep kazanan olmalıyım taraflardan.
ama eger ki bu yanılma aynı zamanda bir yenilgiyse şayet, ben tüm silahlarımı hibe edebilirim uğruna..
yenilgiyi seve seve kabullenebilirim şu durumda..

bugün, aylardır ilk defa sesini duymadan koyucam başımı yastığa..
gözümü kapadığımda tıpkı açıkken ki gibi sen olucaksın karşımda..
sonra rüyaya dalıcam belki..
ve yine sen karşılayacaksın beni..
senin kokunda uyurken seni görücem, seni yaşıyacağımm taaa derinlerden..
yanımdaymışçasına..
dokunacaksın bana..
dokunacağım sana..
sesini duyucam..
- o özlediğim hani...

sonra o çapkın gülüümseyişin olucak dudagında..
***aşık oldugum..
ve ben öpüceğim seni doyasıya...
sonra;
 bitmesin istiycem bu rüya..

ama uyanıcam..

aslında ne farkeder ki?
bu bir rüya değil,
özlem sadece..
çünkü sen gelince rüyalarıma kavuşucağım ben aslında..

2 Nisan 2010 Cuma

zinciri kopuk salıncak misali..

beni şaşırtmayı severdi..
sürprizler yapmayı..
mutlu etmeyi..
akşam 6da işten cıkıp (İstanbul'dan) Bursaya gelir ve yalnızca beni 10dk. görüp geri dönerdi mesela..
büyük heyecandı..
büyük sürprizdi..
sevdiğim şeylere dikkat etmiş olurdu ve gelirken getirirdi Cicibebemi, Domates Çorbamı ve Earl Grey'imi...
haber vermezdi hiç geleceğinden..
pat diye karsımda bulurdum onu..
heyecanlanırdım..
mor adayı göstermişti bana..
en sevdiğim renk olan mor ve huzur dolu bir ada..
oraya gidicektik birlikte..
sözü vardı..
kivi yiyecektik sonra orda..
cok severim cünkü onu da...

bi keresinde İK zirvesi vardı ve görevliydim..
hastaydım ama görevliydim..
orda olmak zorundaydım..
ama heran birinin üzerine kusabilirdim..
müthiş bir mide bulantım vardı..
keyifsizdim..
saat ilerliyordu..
akşam üzeri 3-4 gibiydi..
bizim standımızın karsısında biri durmus beni izliyordu..
inanamadım..
karsımdaydı..
yine bir süpriz..
ve midem bulnaıyor diye aldıgı tuzlu cubuk..
(adetimdir, midem bulanırsa illaki yerim =) )
bir kez daha etkilemişti beni..
şu iki yıl içinde büyük sürprizler yapmıstı..
ta ki elde edene kadar..
hep böyle oluyor sanırım..
bir şeyi elde edene kadar çabalıyorsun, elde ettinmiydi bitiyor senin için önemi..
nasılsa cepte diyorsun "o"nun için..
ve her şey monotonlaşmaya başlıyor..
durağanlaşıyor..
heyecanını yitiriyor..
bir ilişkide heyecan olmazsa aşk da olmaz..
hani demişti ya kürşat abimiz "salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın".
bizim salıncagımızın zincirleri kopmustu belki de..
üstelik saygısızca..
beklenmedik biçimde..
aniden..
bir birikimdi belki kimbilir...
ama çabalamadı..
çabalamadım..
çabalamadık..
BİTTİK.....
şimdi ruhum zinciri kopmuş salıncak misali..
devrik devrik sallanıyor...

31 Mart 2010 Çarşamba

bazı rastlantılar alınyazısından başka bir şey değildir...


"Bazı rastlantılar alınyazısından başka bir şey değildir."
bugün başladığım romanın beni en etkileyen cümlelerinden biriydi bu...
"Başucumda Müzik" okumaya başladığım kitap...
öyle hayıflanıyorum ki bu kadar geciktiğim için bu kitabı okumaya...
Kürşat Başar'ın kullandığı dil müthiş yalın ve bir o kadar sürükleyici..
bir çırpıda okuyup bitirmek istediğim ender kitaplar sıralamasına girdi şimdiden..
Kitabı okumayı sürdürüyorum..
sayfayı çeviriyorum ve bir cümle daha :
"Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan, Aşıksın.."
Bu nasıl bir tariftir.. nasıl bir oturuştur..
hayran kalıyorum...
aşkın en güzel tarifi ilan ediyorum..
sahipleniyorum...
not ediyorum küçük kağıtlarıma,hafızama..

bazı kitaplar vardı, satır satır çizersin okurken...
Başucumda Müzik korkarım ki tüm satırlarıyla çizili olarak yerini alıcak kitaplıgımda..





9 Eylül 2009 Çarşamba

eylül..

en sewdiğim mewsim eylül...
sarıdır eylülün adı bende..
sarı hep solgunlarda kullanılır belki..
kayıplarda..
gidenlerde..
yaprak dökümlerinde..
ama
sarı en cok eylüle yakısır..
sarıyı en cok eylülde sewiyorum ben..
yaprağın dökülmesini de..
yapragın kuruyup düşmesi hüzün werici belki..
ama
kuruyan yapragın çıtırdısı,
göçen kuşun kanadı en cok eylüle yakısır...
aksamları hafif esintiler,
üzerlerimize alınan uzunlar
ve
daha bi zewkle içilen caylar eylüle yakısır..
yağmur da en çok eylüle yakısır..
bu mewsimde izlemeye doyum olmaz yagmuru..
we sonrasındaki koku..
büyüleyici toprak kokusu..
belki de eylüldür tüm bunlara yakısan..
yoksa ben miyim eylüle güzellikleri yakıstıran...
en sewdiğim mewsimde..
en sewdiğim adamla..
şimdi eylülün tadı daha bi başka...

Facebook'ta Paylaş