izmit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
izmit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2013 Çarşamba

İremio's bachelorette party!!! =)

22 Haziran'da Bekarlığa veda partimi yaptım.
Detayları merak edenler olmuştu.
hepsi bu postta! =)

öncelikle mekan için İzmit'te Canlı müzik olan bir otel seçtim.
ilk etapta bu organizasyonu İstanbulda yapacaktım ama İzmitteki çoğu arkadaşım katılamayacaktı ve ben de bir tercih yapmak durumunda kaldım.

İzmit'te yeni açılan şahane bir otelde hazırlıklar başladı.

http://www.wellbornhotel.com/


(otel konum itibariyle de şahane.. körfezin maviliği eşliğinde müthiş bir manzarası var.
daha önce de anneler günü için annemizi burada bruncha götürmüştük.
kesinlikle tavsiyem! )

veda partisi için 1 hafta kala birtakım ufak tefek hediyelikler seçtim.

bu görmüş olduğunuz mini hediye poşetinin içindekiler ise şöyle ;



1- Kitap ayracı;


2- Ayna;


3- Anahtarlık&koku





4 - Yüzük ;




5 - Lolipop;


veee tabii ki damadımızın maskesi :)



ben tüm bu hediyelikleri yaptırmışken mekana gidince cok ama cok sasıracagım ayrıntıları da ablam ve arkadasları düzenlemişti...

masamız tam bir düğün konsepti gibi giydirilmişti..
ve küçük hediyelikler vardı..
işte benim de bilgim dısında beni cooook mutlu eden detaylar;

bu gelin balonu benim oturacağım sandalyeye bağlanmıştı.

bu bride to be gözlükler de yine benim masamdaydı.. çook şirinler =)


mekana girdiğimde hemen bu kuşağı giydirdiler :)



bu taç da yine yakın arkadaslarımdan birinden..
aralarında evlenen ilk ben oldugum için bu tacı sıradakine devretme serefine nail oldum :)

ve bu nefis kurabiyeler...
İzmit Ramada Otelin Şefi Naif Bey hem bu kurabiyede hem de gecenin sonunda gelen sürpriz doğumgünü pastamda tam anlamıyla döktürmüş!!

pastamın detaylarına cok girmeden küçük bir fotograf paylaşıyorum :) çerçeve de yine ablamların hediyesi...


                                                    bu linkten de küçük bi instavideo size :)

                                       gecenin bir diğer sürprizi ise Ziynet Sali'ydi kesinlikle!!! :)

öyle böyle derken şahane bir gece geçirdim... tüm dostlarıma, kardeşlerime çooook çokk teşekkür ederim.

bekarlığa veda için sizlere de küçük fikirler olsun ;)

mutlu gelinler :)


3 Ekim 2010 Pazar

deprem

bu aksam marmara denizinde 4.4lük bir deprem meydana geldi.
"deprem" kelimesini bile duymak tüylerimi ürpertiyor..
çünkü ben daha 14 yaşındayken, henüz aklım çoğu şeye ermezken, balkondan sarken ölü bedenleri gördüm.
çünkü ben, daha küçücükken yerin altına göçmüş binanın altından çığlıkları, ağlamaları, yardım isteklerini duydum..

11 Mart 2010 Perşembe

yolculuk'um part 1.

Saat 18.05...
işte çıkıyorum.
cadde kalabalık..
hava buzzz...
burnum, kulaklarım ve ellerim hissiz..
iliklerime kadar işlemiş bir soğuk..
hızlanıyorum, koşarcasına..
yüzüm daha çok ıslanıyor..
daha sert çarpıyor damlalar..
birlikte koşuyoruz sanki..
derken, biniyorum Kadıköy dolmuşuna..
"bi Kadıköy uzatır mısınız?" ( travestik bi tonlamayla..Allaaahımmm bu ses benden mi çıktı? ses tellerim de donuyorr sanırım)
içerisi sıcak..
kendime geliyorum yavaş yavaş..
önümdeki adamın kokusunu alıyorum sonra..
saçları rastalı ve röfleli de..
korkunç bir koku yayılıyor..
şalıma sarılıyorum..
düşünmemeye çalışıyorum..
neyseki erken iniyor..
rıhtıma geliyoruz..
iniyorum.
soğuk vuruyor yine keskin keskin..
hemen içeri atıyorum kendimi.
Bir İzmit bileti alıyorum.
cam kenarı kalmamış.. :/
servis alıyor bizi, Harem'e gidiyoruz..
ve artık otobüsteyim..
evime gidiyorum..
huzur'uma..
kahve alıyorum bir tane..
yaprak dökümü açık tvde..
"evde gibiyim" diye düşünürken, önümdeki çocuk dikkatimi çekiyor..
rahatsız edici..
bi oturamadı oturdugu yere..
koltugu oynatıp duruyor, dizlerime çarpıyor koltuk her defasında.. sinir oluyorum!
sonra hepten kıl oluyorum cocuga her hareketi batmaya başlıyor bana..
saniyede bir saçlarıyla oynamasına takıyorum mesela..
uzun saçlı..
alnında sokup ensesinden cıkarıyor ellerini..
zaten uzun saclı erkek sevmem..
sevmedim oğlum seni...
(harcadım yalnız cocugu)
nihayet iniyorum..
ve evdeyim..
sıcacık yatagımda..
(üç nokta)

8 Mart 2010 Pazartesi

yepyeni

2010 tüm güzellikleriyle geldi işte bana..
şimdi yeni bi işim, yeni bi hayatım var..
ve yeni umutlarım..
hareketli ve yoğun bir tempodayım ama şikayetçi değilim..
olmak istediğim yerdeyim çünkü..
aşık oldugum kentte..
izmitin grisine hem uzak hem yakın..
dilersem yanıbaşındayım en sevdiklerimin,
dilersem yapayalnızım maviliklerindeki istanbulun..
yapayalnızım ama asla yalnız değil..
ve asla mutsuz..
daha önce de söylemiştim 2010 benim yılım olacak diye..
daha yeni başlıyoruz ;)

16 Ağustos 2009 Pazar

Unutmadım.. Unutturmayacağım!!!


10 yıl önceydi..

03:02ydi akreple yelkovan..

en derin uykulardaydık..

belki de tatlı rüyalardaydık..

taa ki "O"nun buz gibi soğuk nefesini ensemizde hissedene kadar..

yataklarımızda tahta,kırık-dökük bi beşikte sallanıncaya kadar...

beşik, huzurdu belki bi bebek için ama,ölümdü huzurun türkçesi o gece için..


sarılmış, kenetlenmiştik birbirimize.. beraber aglayıp, dualar ediyorduk..

bittiğini sandık bir an.. derin bi nefes aldık..

BİTMEMİŞTİ!!

bu seferki çok daha şiddetliydi..

45saniyeydi belki ama, 45 yıldı sanki.. hatta bir ömürdü gecen zaman..

sonra yine bi durgunluk..

bu kez bitmişti gercekten de...

kıyamet günüydü sanki..

çığlıklar..

bağrışlar..

ağlamalar...

ve nihayet dışardaydık..

çıplak ayak atmıştık sokaga kendimizi..

bütün herkes, tüm mahalle dısardaydı.. her yerde korku dolu gözler...

parkta toplanıldı sonra..

el radyolarından tüyler ürpertici haberler.. olayın "sözde" bilançosu vs.....

gün biraz ağırmaya başlamıstı ardı arkası kesilmeyen artçılarla beraber...

arabaya atlayıp yol aldık sevdiklerimize gitmek için..

ama ne mümkün..

30-35 dakikalık gölcük yolunu 5-6 saatte anca alabildik..

yuvacık'ı geçtik önce...

seymendeyiz...

her yer yıkık dökük...

balkonlardan inmek için çarşaflar bağlanıp ip haline getirilmişti...

film gibydi yaşananlar.. gerçek olması hayal gücümün sınırları dahilinde değildi....

nihayet gölcük'e varabilmiştik..

caddeye girdik..

evlerin biri varsa bir diğeri yerinde yoktu..

ilerledik..

ilerledik.....

yandaki bina yerindeydi...


amcamlarınki?????


yoktu...


yerle bir olmustu bina...

çığlıklar..

ağlama sesleri duyuyorduk ama bişi yapamıyorduk...

gerçek olamayacağını düşünüyordum tüm bu olanların ama hayatın ta kendisiydi yasananlar..

cok gecmeden amcamları gördük..

iyilerdi..

bi iki sıyrık dısında bişi yoktu..

ama diğerleri....?


...........................


yaşananlar hala dün gibi, hala zihnimde en ufak ayrıntılar,hala taptaze acılar, korkular...

14 yaşında bi cocuktum o zamanlar.. gördüklerim cok fazlaydı cocuk ruhuma...

ve bu gece 03:02de 10.yılı o kabus gecenin...

büyüdüğüm gecenin...

ben unutmadım..unutmayacağım......

siz de unutmayın..

unutturmayın...!!!!


İrem...


16.08.09