19 Kasım 2022 Cumartesi

Bitget, FTX'in çöküşünden sonra kullanıcılara güvence vermek için Koruma Fonunu 300 milyon dolara yükseltti

Bitget, FTX'in çöküşünden sonra kullanıcılara güvence vermek için Koruma Fonunu 300 milyon dolara yükseltti

Lider global kripto para borsası Bitget, kripto kullanıcılarına daha iyi koruma ve daha fazla güvence sağlamak için Koruma Fonunu 300 Milyon USD'ye çıkaracağını duyurdu. Bu, Bitget'in, FTX'in çöküşünden ve kullanıcıları büyük kayıplarla bırakmasından sonra kripto piyasasının güvenini oluşturmaya yönelik büyük çabalarının bir parçası. Girişimler, FTX kullanıcılarını desteklemek için 5 milyon USD'lik Builders Fund ve hazırlık aşamasında olan ve 30 gün içinde piyasaya sürülecek olan Merkle Ağacı Rezerv Kanıtı'nı paylaşma planıyla birlikte geliyor.

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget'in Koruma Fonu, kullanıcının kripto varlıklarını korumak amacıyla bu yıl Temmuz ayında başlatıldı. 6000 BTC ve 80 milyon USDT'den oluşan 200 milyon USD değerinde bir fonla kuruldu. Fon tamamen kendi kendini finanse eder ve dış bürokrasi veya politika değişiklikleri olmaksızın kullanıcıların varlıklarını verimli bir şekilde kapsamak için daha fazla esneklik ve takdir yetkisi sağlar.

Artan 300 milyon USD koruma fonu, BTC, USDT ve USDC gibi yüksek likiditeye sahip popüler kripto para birimlerinden oluşacak. Borsa, fonun değerini önümüzdeki üç yıl boyunca geri çekilmeden güvence altına almayı taahhüt etti. BTC'nin fiyatı düştükçe fon değeri düşerse, Bitget, bakiyenin her zaman 300 milyon USD'den az olmamasını sağlamak için pozisyonu karşılamaya devam edecektir. Şeffaflığı sağlamak için fonla ilgili tüm bilgiler halka açıktır ve kullanıcılar cüzdan adreslerini buradan görebilir.

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget'in Yöneticisi Gracy Chen, "Bitget Koruma Fonu için genişletme, Bitget'in bir bütün olarak kripto alanında güveni artırmaya yardımcı olan başka bir hareketidir. Acil durum rezervi olarak ve ek sermaye ile çalışan fon, özellikle kripto alanındaki aşırı ve öngörülemeyen durumlarda kullanıcılar için birinci sınıf güvenlik ve koruma sunabilecektir. Koruma fonları gibi risk yönetimi politikalarının, önde gelen ve güvenilir borsalar için norm haline geleceğine inanıyoruz."

"Bitget, kullanıcılarımız için yeterli koruma ile platformun güvenli ve istikrarlı olmasını sağlamak için kaliteli çabalar üzerinde çalışmak için çabalıyor. Herkes için güvenilir ve şeffaf bir kripto ekosistemi oluşturma girişimlerine odaklanmaya devam edeceğiz."

BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!

Bitget Hakkında

2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider kripto para borsasıdır ve şu anda dünya çapında 100'den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.

Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major'ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

26 Ağustos 2021 Perşembe

Doğumsal Hipotiroidi

Alin henüz 15-20 günlük falandı...
 telefon çaldı. 
 Ekranda sağlık ocağının hemşiresinin numarasını görünce bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım... 
 telaşla telefonu açtım... 
Alin’den alınan 2. topuk kanlarındaki bir değerde bir gariplik vardı..
 vakit kaybetmeden görüşmemiz lazım dedi.. 
 yüreğime bir bıçak saplandı... buz kesti vücudum...
 kendimde doktorla görüşecek gücü bulamadığım için babası gitti görüşmeye.. 
 çok acil bizi sevk etmeleri gerekmiş bi devlet hastanesine... 
 nasıl oldu hatırlamıyorum kendimizi Zeynep Kamil’de bulduk.... ( o dönem hastane bahçesinde attığım instagram Storylerde mesaj atanlar olmustu; konuyu bilmeden bir sıkıntı mı var ya da dua gönderen kişiler.. o ara lohusalıgın da verdiği ekstra hassasiyetim nedeniyle yazacak gücüm yoktu...) 




hiç bilmediğim bir konu.. bilmediğim bir alan... “çocuk endokrinolojisi”ne gittik... 
çünkü Tsh değerleri aşırı yüksekti..
 ne alama geldiğine dair tek fikrim Tsh’ın tiroid hormonu ile ilgili olmasıydı...  sağlık ocağının yönlendirmesiyle görüştüğümüz doktor tekrar test yaptı bu kez topuktan değil, direkt damardan bakılması gerekiyormus.. 
sonuc normal değerin neredeyse 20 katı yüksek çıktı... 
 Alin’in tiroid hormonu az çalışıyordu... 
şimdi 2. Aşama.. 
peki az mı çalışıyor yoksa hiç mi yok?
 Ultrasona girdi..
doktorun muayene odasında yaşadığım o berbat hissi anlatamam sanırım...
ekranda bir şeylere bakıyor ben de cocugun kafasını yukarı dogru tutuyorum ki ultrasonda görebilsin vs...
elim ayağım titriyor...
dakikalar geçmiyordu...
sonra tamam dedi..
raporu yazacagım dısarda bekleyebilirsinizdedi.
neymiş dedim doktora?
yazıcam dedi...
söylesene be adam var mı yok mu ne haldeyiz..
mecbur bekledik raporu yazmasını ve doktorumuza gittik.
raporu inceledi.
tiroid bezleri vardı sadece hormonlar az calısıyordu..
ama az çalışıyordu... 
 Hastalığın adı da Doğumsal Hipotiroidi Ymiş.. 
o zamana kadar hiç duymamıstım... 

 (Tiroid bezinin gelişimsel hatalarından, tiroid hormon biyosentezi ve tiroid bezinin regülasyonunda doğuştan gelen bozukluklardan kaynaklanan tiroid hormon yetersizliği ile karakterize klinik bir durumdur. Kalıcı hipotiroidinin en sık karşılaşılan nedeni konjenital nedenlerdir. Yenidoğan döneminde en sık karşılaşılan endokrinolojik sorundur. Kaynak : HSM)

hemen ilaç tedavisi başladı.. 
ilaca başlamasıyla birlikte 1 hafta içinde değerler ciddi şekilde düştü. 
 İstenilen referans aralığına geldi... 
Aylık kan tahlilleri yapıldı.
 Ben de bu süreçte sürekli hastalığı, hastalığın seyri ve iyi bir doktor araştırması yapıp durdum. inanılmaz korkunc senaryolar okuyordum sürekli.. 
zaten bu hastalıkta falan internette gezmek deli işi gerçekten. 
bu yazıyı benim gibi olanlar için yazıyorum..
 panik olmayın, üzülmeyin diye... 
Düzenli gittiğimiz doktor kontrolleri ve ilaç dozunun kan değerlerine göre sürekli değiştirilmesi neticesinde çok şükür ki kan değerleri artık istenilen düzeyde.. 
3 ay önce (2 yaşını doldurduğunda) ilacı tamamen kesti doktorumuz.
 şimdi yılda 2 kez rutin kontrolleri yapılacak. 
 bu hastalıkta çoğu bulgular 3 yaşında sıfırlansa da bazı durumlarda bu süreç uzayabiliyormus.
 Böyle bir durumda en ama en önemli konu kesinlikle erken tanı ve tedavi.. 
 her hastalıkta olduğu gibi erken tanı hayat kurtarır..

23 Eylül 2019 Pazartesi

Çocuğunuz İçin Faydalı Süt Bilgileri


Çocuğunuza ne zamandan itibaren süt vermeye başladınız? Veya şöyle sorayım; çevrenizde çocuğuna süt içirmeyen anne baba var mı?
Biz hepimiz lıkır lıkır süt içerek büyüyen bir nesilden geliyoruz. Hatta süt içmezsek dişlerimizin çıkmayacağı, boyumuzun yeterince uzamayacağı gibi sözleri çook duyduk. :)
Geçenlerde çocuklu arkadaşlarımızla konuşuyorduk. Son zamanlarda, özellikle anne baba olduktan sonra fark ettiğimiz bir şey var; şimdiki çocuklar, bizim dönemde olduğu kadar süt içmiyor. Halbuki süt ne kadar faydalı! Bu yoğun koşturmacalı hayat içinde bu konuyu atlıyoruz. Çocukların kemik gelişimi ve sonraki yaşamları için sütün yararları saymakla bitmiyor ve bunu tekrar hatırlamak bizim görevimiz.

Sütün Yararları Neler?
Hazır konusu açılmışken, anneler için de hassas ve merak edilen bir konu olduğundan sütün faydalarından bahsetmek istiyorum.
Hadi sırayla gidelim, önce gebelikten başlayalım.

Süt tüketimi sadece çocuklar için değil, gebelik ve emzirme dönemi için de çok önemli. Süt, gebelik ve emzirme dönemlerinde, bebeğin büyümesi ve gelişmesi için gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınmasına ve bebeğin kemik gelişimine yardımcı oluyor. Aynı zamanda annenin kemik ve diş sağlığının korunmasını da sağlıyor.

Çocukluk ve ergenlik döneminde ise süt, güçlü kemik ve diş oluşumunu sağlıyor, kemik yoğunluğu artırıyor, sağlıklı büyümeye, özellikle de 1-4 yaş döneminde çocukların zihinsel gelişimine yardımcı oluyor.

Süt tüketimi sadece çocukluk döneminde değil, ileriki yaşlar için de çok önemli. Yetişkinlerde ve yaşlılarda da süt, kemik sağlığının korunmasında etkili rol oynuyor ve vücudun ihtiyaç duyduğu protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini gibi birçok besin öğesini içeriyor.
Her Süte Güvenmeyin
Şimdilerde bir doğala dönüş merakıdır gidiyor. Güzel ama her ürün gerçekten söylendiği gibi doğal mı? Özellikle dikkat ediyorum, açıkta satılan çiğ sütleri doğal algısıyla sorgulamadan evlerimize sokuyoruz. Halbuki denetimden geçmeyen çiğ sütler, ciddi anlamda sağlık riski içeriyor.
Bunun yerine uzun ömürlü veya günlük ambalajlı süt tüketmelisiniz. Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz ambalajlı sütler, çeşitli denetimlerden ve doğru işlemlerden geçtiği için güvenilirdir – aynı zamanda katkısız ve doğaldır. Şahsen benim de tercihim, kolay ulaşılabilir olması ve tam anlamıyla güvenilir olması nedeniyle kutu sütler. 
Sonuçta vücudumuza giren her bir gıda için çok dikkatli olmamız gerekiyor, değil mi?

Bir boomads advertorial içeriğidir.

25 Mart 2019 Pazartesi

Lifecell’den Akıllı Kamera: SUPERCAM

SUPERCAM ile Sevdiklerinize Gözünüz Gibi Bakın
Teknolojilerle deyimler çok bağlantılı aslında. Mesela “gözün gibi bak”. Ne güzel bir deyim değil mi? Bir şeyin ne kadar değerli olduğunu göstermek için söylenir. Eski zamanlarda önemsediği şeylerden ayrılmak zorunda kalan insanlara güven vermek için.

Zaman ilerlese de ihtiyaçlar değişmiyor. Deyimler ve ihtiyaçlar da teknoloji ile birlikte yeni anlamlar kazanıyor.
Gözün gibi bak deyimi için de başka bir çözüm var artık. Yeni bir teknoloji: Supercam
Supercam evini, işini, evcil hayvanını, bebeğini… insanın önemsediği ne varsa gözü gibi bakabilmesi için yapılmış bir hizmet. Lifecell’in sunduğu güvenlik hizmeti Supercam ile kamera sistemlerinizden evinizi mobil uygulama sayesinde izleyebiliyor, geriye dönük kayıtlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Çift taraflı konuşma özelliği ile cihaz üzerinden iletişim kurabiliyor, davetsiz misafirler için alarm alanı oluşturabiliyorsun. Tüm bu özellikleri ile gerçekten sevdiklerine gözün gibi bakabiliyorsun.

Üstelik bu teknolojiyi Lifecell’liler ve Turkcell’liler avantajlı şekilde kullanıyor. Supercam ile birlikte uygulama içinde kullanabilecekleri 5 GB internet de beraberinde geliyor.
Supercam’in paket özelliklerini gözden geçirin, avantajlı fırsatları kullanın, siz de sevdiklerinize gözünüz gibi bakın.
Akıllı Paket: 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma özelliklerinin kullanılabildiği paket.

Bulut Paketi (7 veya 30 gün): 7/24 izlemenin yanında hareket alarmı, video ve görüntü kaydetme/paylaşma ve 7 gün veya 30 gün geriye sarma özelliklerinin kullanılabildiği paket.
Not: Supercam, ücretsiz kurulum, 7/24 destek hizmeti, gece gündüz 1080p (HD) çözünürlüğünde izleme imkanı, alarm alanında hareket olması durumunda telefonuna anında bildirim gönderme ve video klip oluşturup paylaşma özellikleri ile birlikte kullanılabilmektedir.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Mart 2019 Salı

Armut Piş, Ağzıma Düş

Çok uzun süredir gönlüme göre  ev işlerinde yardımcı olacak  kişiyi bir türlü bulamıyordum.
Birçok kişi denedim. 
Kimisi tabiri caizse "yalap şap" üstünkörü bir temizleme ile işlerini bitti varsaydı, kimisi iş beğenmedi, kimisi yolu bahane etti... 
Velhasıl etti de etti yani...
Sonra referansla birilerini alayım bari dedim. 
Birkaç arkadasımdan referansla yine birilerini denedim. Bir türlü istediğim/beklediğim hizmeti alamıyordum.
Yine iş başa düştü ve araştırmalara başladım. 
Çeşitli forumlarda, internet sitelerinde gezindim ama bu kez de açıkcası biraz tedirgin oldum. İnternetten hiç tanımadığınız birine evinizi nasıl teslim ederdiniz? 
Bu sorular kafamı kurcalarken forumlardan bir sonuca varamayacağımı anladım. 

Bana sistemli, oturmuş ve güvenilir bir hizmetveren gerekiyordu.

2011 yılında faaliyetlerine başlayan Armut.com 'u araştırdım sonra.. 
Hizmet alan kişiler gerçek ve yorumlar asparagas değildi. Öyle forumlardaki gibi yalan dolan değildi yani açıkçası.


Denemek için sisteme giriş yaptım. Zaten arayüz cok kullanışlı hazırlanmış. Direkt rezervasyon yaptırabiliyorsunuz.

Ben önce ev temizliği denemek için "Rezervasyon Yap" seçeneğine tıkladım. 
Sonra aşağıdaki gibi bir ekran çıkıyor ve temizliğin ne kadar aralıklarla tekrarlanmasını istiyorsan onu işaretleyip devam ediyorsun. Ben ilk kullanımda memnun kalıp kalmayacağımı kestiremediğim için "Tek Seferlik" istemiştim.


Haftalık  / 2 Haftada 1 seçerseniz biraz daha fiyatı düşüyor, aklınızda olsun.


Daha sonraki adımlarda da eviniz ve  istediğiniz temizlik detaylarını yazıyorsunuz.
 Rezervasyonunuz ayarlanıp size bilgi mesajı geliyor.
Sistemden size yardıma gelecek olan kişinin bilgilerini görebiliyorsunuz.
Mesela bana yardıma gelen kişinin yorumlarını tek tek okumuştum ben. :)

Rezervasyonum oluştuktan sonra hizmet verecek kişi ile telefonda görüşüp adresi tarif ettim.
Tam belirlediğim saatte evimde oldu.

Daha önce deneyimlediğim kişilerden farkı; detay temizlik yapıyor olmasıydı.
Kendi evini temizler gibi koltuklarımı çekti, halılarımı kaldırdı, dolap üzerlerini sildi. 
Bunları neden anlatıyorum? 
Çünkü çoğu kişi eline alıyor malum markanın sopalı yer silme bezini hooooop bitti gitti...
O temizliği, yani benim deyimimle "görünen yerler temizliği"ni ben zaten kendim hallediyorum.
Bana böyle dip köşe temizlik yapacak biri lazımdı. Armut.com bu konuda aradığımı bulmama yardımcı oldu.

Üstelik sadece ev temizliği değil, Tadilat, Nakliye, Özel Ders, Organizasyon hizmetleri ve daha bir sürü hizmet....
Ne ararsanız elinizin altında bulabileceğiniz bir sistem kurmuşlar. 

Şimdilerde  yapılacak ne iş olsa ilk önce Armut 'a bakıyorum :)















11 Aralık 2018 Salı

Yılbaşı Hediyesi

Yılın en sevdiğim zamanı...
Yeni bir yıl yaklaşıyor...
Caddeler, vitrinler hatta evler ışıl ışıl...
Her yerde kırmızı, yeşil, gold ve silver detaylar var..
Bu dönemde en sevdiğim şeylerden biri de sevdiklerime hediye almak.

Peki yeniyıl hediyesi için neler seçebiliriz?

Hadi birlikte göz atalım ;

1 - Ajanda


Hediye alacağınız kişi plan/program yapmayı ya da yazmayı seviyorsa ajanda güzel bir tercih olabilir. Günümüzde cok tatlı ajanda tasarımları yapan hesaplar var. Özellikle instagramda bu tarz sayfaları rahatlıkla bulabilirsiniz.

2 - Parfüm


Kişinin zevklerine gerçekten hakimseniz şayet, parfüm güzel bir seçenek olabilir.

3 - Atkı & Bere & Eldiven



Kış aylarının şüphesiz ki en çok kullandığımız aksesuarları atkı, bere ve eldiven kullanışlı bir hediye tercihi olacaktır. Dilerseniz takım şekilde dilerseniz ayrı ayrı da alabilirsiniz.

4 - Kitap


Kitap her zaman en iyi hediye seçeneği bence.


Seçenekleri çanta, makyaj malzemesi, bijuteri, çorap gibi irili ufaklı birçok alternatifle arttırabiliriz ama bir de aramızda kalsın benim arkadaşlarıma her sene mutlaka aldığım gelenekselleşmiş kırmızı bir iç çamaşır hediyem vardır, sizin de aklınızda bir yerlerde olsun, yılbaşı için oldukça ideal bir seçenek  :)))

O zaman İyi Yıllar!



3 Mayıs 2018 Perşembe

Yeşil Erik Sevmeyen Var Mı :)



Yazın gelmesine çok az kaldı.. En çok da yaz meyvelerini yiyebilecegimiz için mutlulugum artıyor.
Gerci artık her dönem her meyve/sebze bulunabiliyor ama ne kadar faydalı oldugu tartısılır...

Yaz meyvelerinden en secdigim yeşil erik..
Hatta hamileliğimde ilk aylarda henüz daha cıkmamıstı ve zar zor bir marketten bulmustum ve abartmıyorum 4 sene 6-7 tane erik için 19TL gibi bir ücret ödemiştim..
Tadı da takdir edersiniz; acımtırak ekşiydi...

Neyse benim asıl bahsetmek istedigim aslında Yeşil Erik'in faydaları...
Severek yediğimiz bu güzel meyve bakın nelere iyi geliyormuş ;

.Yeşil erik organik asit içeriği yüksek olan bir meyvedir. Tüm bu organik asitler vücudun alkali tutulmasına yardımcıdır.
2. Sitrik asit vücuttaki laktik asidi etkisiz hale getirebilir, bu sayede yorgunluğu önler.
3. Yoğurt, ayran, peynir gibi süt ürünleri ile tüketilmesi halinde kalsiyum emilimini artırır, diş ve kemik sağlığını destekler.
4. Yumurta, et, balık, hindi gibi protein ağırlıklı besinlerle birlikte tüketildiğinde bu besinlerin asit etkisini azaltır ve nötralizasyonu destekler. Bu sayede metabolizma da destekleneceğinden kilo verme süreçlerini olumlu etkiler.
5. Uygun bir kalsiyum/fosfor oranına sahiptir. Üstelik kalsiyum emilimini artıran maddeler de içerdiği için; çocuk ve yaşlı beslenmesinde yer alması gereken örnek bir besindir.
6. Çözünebilir lif açısından zengin bir besindir. Bu sayede hem sindirimi kolaylaştırır hem de kabızlık problemini önlemeye ve çözmeye yardımcıdır.
7. Düzenli kütür kütür yeşil erik yemek diş etlerini güçlendirir.
8. Yüksek C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir.
9. Demir emilimini artırır ve kansızlığı önler. Özellikle kırmızı et ve yumurta tüketimi sonrasında meyve olarak erik tercih edilerek demir biyoyararlılığı artırılabilir.
10. Anti-aging etkisi vardır, yaşlanmayı önler ve cildi yeniler. İçerdiği fitoflavonoidler ve vitaminler bağ doku yenilenmesi hızlandırırlar. Bu sayede kilo verme süreçlerini destekler ve daha sıkı bir vücut için yardımcıdır.
11. Kan şekeri düzenlenmesine yardımcıdır ve muz, kivi, incir gibi kan şekerini hızla yükseltmez. Bu sayede kilo vermeyi destekler. Ara öğünler için ideal bir meyvedir.

17 Nisan 2018 Salı

Mustela Özel Seri Lansmanı

Çınar'ın bebekliğinden itibaren cok severek ve güvenerek kullandığım Mustela ürünlerinin Sınırlı Sayıda üretilen Özel Serisinin Lansmanı çok renkli geçti.

Davete Çınar'la birlikte katıldık. Cocuklara özel aktivite masalarının olması biz anneler için epey kurtarıcı, çocuklarımız içinse keyifli vakit geçirmelerine yardımcı oldu :)

Davette birçok blogger arkadasımın yanısıra, ünlü isimler ve basında vardı ve epey kalabalıktı.

Lansman toplantısı,  Yaprak Yapsan’ın açılış konuşması ile başladı. Ardından, Expanscience Laboratuarları Pazarlama Direktörü Gamze Turan, Mustela'nın sınırlı sayıdaki özel serisi için bir araya gelen 3 sevimli karakter Fili, Kuzi ve Babi’yi tanıttı.
Mustela olarak doğaya karşı sorumluluklarından ve cevreyi düşünerek hareket ettiklerinden baheseden bir konusma yaptı. Bu 3 sevimli karakter ile amaçlarının banyo ve bakım anlarını çocuklar için daha da eğlenceli hale getirmeye yardımcı olmak ve Mustela için çok önemli olan çevre bilinci
ve çevreyi koruma konularında çocukları bilinçlendirmek oldugunu anlattılar.

Lansmana dair birkaç görseli de ekliyorum aşağıya :)






















14 Mart 2018 Çarşamba

Kirpik Perması ve Saka Beauty

Geçtiğimiz günlerde kirpik perması yaptırmak için Saka Beauty'de sevgili Büşra Şehit'e gittim.
Büşra ile instagramda tanısmıstım. Yanına gittiğimde yıllardır  tanıdıgım biri gibi öyle sıcak karşıladı ki beni.. arkadas olduk hemen..

Benim kirpiklerim maalesef ki çok seyrek ve kısa..
İpek kirpik daha iyi sonuc verecektir benim gibi olanlar için ama kirpik perması da cok cok dogal bir görünüm veriyor. Büşra'nın tabiriyle 'sende bir şey var ama ne' hissi uyandırıyor tam olarak.

İşlem 45dk sürüyor. Gözlerim kapalı kalmak beni biraz gerse de :) Büşra'nın sıcak sohbeti ve telkinleriyle biraz rahatladım :)


Kirpik perması yapılırken kirpikleri besleyen bakım da uyguluyor Büşra ve kullandıgı malzemeler de cok kaliteli.. Zaten gözünüzü emanet ediyorsunuz düşünsenize.. Bu sebeple kaliteli bir yerlerde yaptırın derim nacizane..

Büşra aynı zamanda ipek kirpik ve kaş tasarımı da yapıyor. Dogallıktan yana ve malzemelerin kalitesi ile sürekli gidecegim bir yer oldu Saka Beauty.

Hani bazen fırsat sitelerinde falan cıkıyor ya; Kaş tasarım 200TL / 500 TL gibi.. Lütfen aldanmayın böyle yerlere.. Göz ve cilt en degerli hazinelerimiz. Kaliteli, işinde uzman ve hijyenik yerleri tercih edin.Saka Beauty bu anlamda da benim için sınıfı geçti.

Ayrıca Saka Beauty 2004'ten beri hizmet veren köklü bir firma ve  içersinde masaj, cilt bakımı, spa, enerji ile ilgili çalışmalari pilates, beslenme... Ne ararsanız var...



Sizler için birkaç kare de çektim.
Buyrunuz
:)













4 Ocak 2018 Perşembe

Chakra'nın Yeni Koleksiyonları

Geçtiğimiz günlerde Chakra'nın yeni konsepti Chakra Life Style koleksiyonunu incelemek için bir davete katıldım. 
Zaten markanın ürünlerini ve kalitesini çok seviyordum, bu kez de eklenen temalara aşık oldum diyebilirim. 

Daha büyük metrekarelerde deneyim mağazası konseptiyle tasarlanan yeni Chakra Life Style, 3 farklı koleksiyonu ve yeni ürün kategorileriyle tüketicisinin hayallerini donatıyor. Kreatif direktörlüğünü Aslıhan Aydoğdu'nun yapmıs olduğu konseptte 3 farklı koleksiyon yer alıyor; 

 Masalsı, romantik ve duygusal soft renkler: SOFİSTİKE 
Doğal dengeli ve tutkulu: SIMPLE LIFE 
 Doğal, Hünerli ve Zamansız: ARTİZAN 




















  SOFİSTİKE

Tüm yaşam alanlarına uygun dekorasyon ürünleriyle herkesin beğenisine hitap eden Chakra, Sofistike koleksiyonu mevcut dünyasının ifade ediyor. Chakra’nın işlevselliğini, romantikliğini ve duygusallığını kaliteyle birleştirdiği Sofistike koleksiyonunda, pastel renkler dikkat çekerken, farklı materyallerin çarpıcı birliktelikleri de çok özel detaylar yaratıyor. Konfor odaklı yalın formlar, geometrik hatlar ve natürel renk tonları, Chakra’nın Sofistike koleksiyonunun belirgin özellikleri arasında yer alıyor. Chakra Life Style konseptinin ana temasını oluşturan Sofistike koleksiyonu, sofra grubunda Bone China serisini barındırırken, ipek kumaşlar, yüzde 100 bambu, özel işlemeler ve ipek kadife gibi malzemeler ile farklı tasarım kombinasyonlarını dekorasyon severlerle buluşturuyor. 

  SIMPLE LIFE 

 Chakra Life Style konseptinin yeni koleksiyonlarının arasında yer alan Simple Life koleksiyonu, uyum, denge ve aynı zamanda sadeliği de yansıtıyor. Maskülen ve feminen bir hedef kitleye hitap eden koleksiyon, evlerde sıcak ve estetik ortamlar için desen ve renk alternatifleri sunuyor. İşlevselliği, romantikliği ve duygusallığı kaybetmeden kaliteyle birleştiren marka, Simple Life koleksiyonunda yer alan ürünleriyle dekorasyonda trendleri yakalamak isteyenlerin vazgeçilmezi oluyor. Bej, açık gri gibi düz renklerin dikkat çektiği ve pamuk satenin korunduğu koleksiyonda, nervürler, koton kadife dokular, keten nevresimler ve yünlerin göze çarpıyor. İşlemesiz sade dokuların ağırlık kazandığı koleksiyonda, doğal dokunuşlarla sadeliğin sihirli tonlarını keşfedebilirsiniz. Koleksiyonda ufak dokunuşlara yer veren Chakra, Simple Life koleksiyonunda sofra grubunda daha düz ve basic ürün grupları, stonware, basic ahşap koleksiyonların olduğu bir yaşam stili ortaya çıkarıyor. 

  ARTİZAN 

 Chakra’nın doğayla iç içe ve el yapımı dünyasını yansıtan Artizan koleksiyonu, mevsime göre renklerde ve temaların vurgusunda farklılık gösteriyor. Birbirinden farklı stillerin göz alıcı ahenginden ilham alan Artizan koleksiyonu, geçmişin hafızasını ve çağdaş yaşamın ipuçlarının bir araya gelmesiyle evinizde mükemmel bir ahenk yaratıyor. Yıkanmış pamuk satenler, yıkanmış ketenlerin yanı sıra, el yapımı ürünler, ahşap dekorasyon ürünlerindeki işlemeler ve farklı ürün gruplarındaki detaylar dekorasyon severleri etkisi altına alıyor.


 Herkesin Chakra’sı kendisine özel olacak Hayatın içinden, modadan ve trendlerden ilham alan koleksiyonları ile yaratıcılığı ön planda tutan Chakra, tüketicisine mağazalarında sunacağı kişiye özel deneyim alanlarıyla fark yaratıyor. Dekoratif objelerin kişiselleştirilebildiği monogram ve Gift bölümünde, seçilen ürünlere özel isim, yazı veya motifle nakış işlemesi imkanı sunuluyor. Ürünlerin kişiye özel hale getirilebildiği Chakra deneyim alanları sayesinde, artık herkesin Chakra’sı kendisine özel olabiliyor. 

AcarBlu'daki mağazanın davetinde bir de bizler için Scrub worshop'u düzenlenmişti. Kendi zevkimize uygun doğal yağ ve esanslarla scrublarımızı yaptık.

Eskiden beri takip etmeyi sevdiğim blogger arkadaslarımla biraraya gelmek de ayrıca keyifli oldu.

Son olarak da aldığım nevresim takımına Monogram köşesinde işleme yaptırdım ve böylece kişiye özel bir hal aldı.

Siz de hediye düşünürseniz ya da kendinize de olabilir, Chakra'nın monogram köşesine bakmadan geçmeyin bence ;)






27 Eylül 2017 Çarşamba

Çişimiz Tuvalette :))

Bir süredir ha yazdım ha yazacağım derken ancak fırsat bulabildim bu çiş&kaka mevzularına :)

Çocuklarda tuvalet alışkanlığının kazanılması için en ideal dönemin 12-36 aylık süreç oldugu söyleniyor. Ben kendi çocugumu gözlemledigimde 12 ay bizim için epey erken bir süreçti.
Çocugun hazır oldugunu aslında siz anlıyorsunuz.
Bu süreçte erken davranmak hem sizi hem de cocugunuzu gereksiz yere yıpratacaktır diye düşünüyorum.

Çınar, tuvaleti geldiği zaman (1.5 yaş civarıydı) yere çömeliyor ve bu şekilde belli ediyordu tuvaleti geldigini.
Onu zorlamadan tuvalete gidelim mi diye sordugumda genelde reddedildim.
Bu süreçte asla üzerine gitmedim.
Kimisi hadi artık bu çocuk hazır..
sen onu bir tuvalete tut..
 gibi gibi yine birçok tavsiye alıyorsunuz.
Bosverin! :)
Tıpkı emzirme, uyutma gibi bu konularda da çevreniz sizden hep iyi biliyor nedense(!)

Ben kimseyi dinlemedim..

Evet tavsiyede bulundular ama sadece dinledim..
Uygulamadım.
Kendi içgüdülerime güvendim.
Çınar'ı büyütürken her zaman da böyle yaptım...

Neyse konuya dönecek olursak;
Bu süreçte lazımlık aldık ama onu 1 kere bile kullanmadı.
Asla oturmak istemedi ona..

Çok şekilli, ışıklı, müzikli bir lazımlıksa ben tercih etmedim..
Bu konuyu ne kadar abartırsak o da dogal bir akış olmadıgını düşünebilir diye hissettiğim için hiç yanasmadım o tarz seylere..

En kullanıslı buldugum ürün Ebebek'ten aldıgımız Potetto Portatif Lazımlık oldu...

Potetto portetif lazımlık tuvaletin üzerine de konulabiliyor, dısarda da kendi çantası ve sıvı geçirmez torbaları ile kurtarıcınız oluyor.

Dışarda ilk zamanlar cok kullandık bu lazımlıgı.


Onun haricinde de evde hala kullandıgı merdivenli bir lazımlıgı var.
Migrostan almıstım 35TL civarındaydı.














Bezi bırakmaya karar verdigim ilk gün biraz tedirgindim.
Bezi çıkartınca cocuga bir versiyon yüklenecek ve çişi gelince tuvalete gidecek falan sanıyordum sanırım..
Birkaç kez tuvaletin var mı diye sormayı unuttugum için, kazalarımız oldu tabii bu yüzden :)

Sonra anladım ki, sormalıymışım...
1-2 saatte 1 tuvaletin var mı diye soruyordum.
Hayır dese bile, bir şekilde ikna edip götürüyordum ve her götürdüğümde tuvaletini yapıyordu.
3-4 gün sordum.. Yine hayır cevabı aldıgım zamanlar oldu ama yine bir şekil ikna edip götürdüm.

İlk 2 gece yatmadan önce geceleri bez bagladım.
Buna karsı cıkan cok fazla görüş var ama ben o uyuyunca ya da eger uyumadıysa henüz; bunun gece bezi oldugnu ve sabah cıkartmak durumunda oldugumuzu, gece de çişi gelirse kalkıp tuvalete gidebilecegimizi anlattım.

Gündüz konuyu çözünce, gece bezleri de kuru olmaya baslayınca, bez hayatımızdan tümüyle çıktı.
Bu süreç yaklasık 1 hafta sürdü..
Şimdi kendisi gidiyor, tuvaletini yapıyor, ellerini yıkıyor ve geliyor.

Son olarak sunu söylemek istiyorum;
Erken başlamak ugruna ne kendinizi ne de cocugunuzu yıpratmayın derim..

O zaman hadi bakalım;
Çişimiz tuvallette,
Kakamız tuvalette

:)


26 Eylül 2017 Salı

Beslenme Çantasına Meyve Suyu Konulmalı

Okullar açılalı 2 hafta oluyor.. Peki sizler çocuklarınızın yanına beslenme olarak neler koyuyorsunuz?
Uzmanlar beslenme çantalarına mutlaka meyve suyu konulması gerektigi konusunu vurguluyorlar.


Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, velilere çocuklarının okul beslenme çantalarına yüzde 100 meyve suyu koyma önerisi yapıyor.

Okul çağı; hızlı büyüme-gelişme ve öğrenme süreçlerini kapsayan, bu nedenle de sağlıklı beslenmenin önemli olduğu dönemlerden biri olma özelliği taşıyor. 
Bu yaş grubu çocuklarda sağlıklı beslenme, bedensel, duygusal, sosyal gelişimin yanı sıra, okul başarısı ve devamlılığını da olumlu yönde etkiliyor. Diğer yandan, yetişkinlik dönemine temel oluşturan bu dönemde, doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması, diyabet, obezite, kalp damar hastalıkları gibi beslenme ile ilişkili bazı kronik hastalıklardan korunabilmeye destek oluyor. 
Öğrencilere sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazandırmanın anahtar rolünü ise velilerin hazırladığı beslenme çantası üstleniyor. Peki, beslenme çantasında meyve suyunun yeri nedir?
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Profesör Doktor Neriman İnanç, meyve suyunun beslenme çantasında önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor.
Meyvelerin, besin piramidinde yer alan beş ana besin grubundan biri olduğunu dile getiren İnanç, günde 1600 kalori alan 1-4 yaş arası çocukların günde iki kez meyve tüketmesinin, günde 2800 kalori alması gereken 10-18 yaş arası çocukların da günde dört kez meyve yemesinin önerildiğini vurguluyor. Meyve ve sebze grubundaki besinler ve bunların sularının tüketimi, büyüme ve gelişme, hücre yenilenmesi, doku onarımı, deri ve göz sağlığı, diş ve diş eti sağlığı, kan yapımı ve hastalıklara karşı direncin oluşumuna olumlu etki yapıyor.

Hayata Başka Bakın, Beslenme Çantasına Yüzde 100 Meyve Suyu Koyun

Neriman İnanç, okul çağındaki çocuklara önerilen meyve tüketiminin yarısının, şeker ve ilave katkı içeren meyveli içecekler hariç olmak üzere, yüzde 100 ve sıkma meyve sularından sağlanabileceğini de söylüyor. Günde 5 meyve ya da sebze yenmesinin ya da bunların sularının içilmesinin, çocuk ve gençler için genel beslenme önerileri arasında yer aldığını söyleyen İnanç, yüz yetmiş gram ağırlığındaki bir bardak meyve suyunun, bir porsiyon meyveye eşdeğer olduğunu da belirtiyor. 
Bu doğrultuda, okul çağındaki çocuğunuzun beslenme çantasına başka bakmak mümkün. 200 ml karton ambalajlı bir yüzde 100 meyve suyu, çocuğun beslenme çantasında yer alan diğer besinlerle birlikte sıvı olarak tüketebileceği, eğlenceli, lezzetli ve bir o kadar da sağlıklı bir alternatif oluşturuyor.
Meyve Suyu Sıvı Ve Mineral Gereksinimlerini Karşılamada Etkili
Meyve sularının diyet lifi haricinde meyvede bulunan tüm ögeleri içerdiğini belirten Profesör Doktor Neriman İnanç, “Meyve suyunun asıl içeriği sudur. Karbonhidratlar meyve suyunu oluşturan en büyük ikinci kısım olup 11g/100 ml (0.44kcal/ml)'den 16 g/100ml (0.64kcal/ml)' ye kadar çıkabilir. Meyve suları, günlük enerji gereksinmesine katkıda bulunmasının yanı sıra, mineraller ve vitaminler bakımından zengindir. Meyve suları, gün içerisindeki aktivitelerinden dolayı çocukların terle kaybettikleri sıvı ve mineral gereksinimlerini karşılamada destek olmaktadır. Özellikle içerdikleri antioksidan vitaminler ve flavanoidler ile immün sistem korunmakta ve bağışıklık güçlenmektedir. Bu sayede özellikle okul ortamında birçok mikropla tanışan çocuklar meyve suyu tüketimi ile hastalıklara karşı daha dirençli hale gelebilmektedir. Ayrıca, 10 – 12 saatlik bir zaman diliminin yarattığı açlık sonrasında, vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan ilk öğün olan kahvaltıda meyve ve/veya meyve suyu tüketimi, çocuk ve gençlerin güne yeterli ve dengeli bir öğünle başlamalarına, yorgunluğun önlenmesine, bu sayede daha çabuk ve sağlıklı düşünmelerine yardımcı olmaktadır” diyor. 
Yüzde 100 Meyve Suları İlave Şeker İçermez
Neriman İnanç ayrıca, “beslenme çantasına konulacak meyve sularının %100 meyve suyu olmasına özen gösterilmelidir” diyor ve halk arasında meyve suyu genel tanımına sahip içecekler hakkında şu bilgileri veriyor: “Meyve suyu ve benzeri içecekler, içerdikleri meyve oranına göre, meyve suyu, meyve nektarı, meyveli içecek ve aromalı içecek olmak üzere, dört ana kategoriye ayrılır. Türk Gıda Kodeksi, yüzde 100 meyve suyu ibaresini kullanma hakkı için kriterleri çok net belirliyor. Meyvenin kendisini yüzde 100 oranında içermesi, ilave şeker, koruyucu madde ya da herhangi bir katkı maddesi içermiyor olması gerekiyor. Özetle, yüzde 100 meyve suları ilave şeker içermezken, meyve nektarları şeker içermektedir.” 

Prof. Dr. Neriman İnanç Hakkında:
Prof. Dr. Neriman İNANÇ, 04 Ocak 1958 tarihinde Mardin'de doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerinin ardından 1980 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Beslenme ve Diyetetik bölümünü tamamlamıştır. 1981 Yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde Diyetisyen olarak göreve başlamıştır. 
1988 yılında ülserli hastalarda ağızdan fazla miktarda alınan kalsiyumun serum, kalsiyum ve gastrin düzeylerine etkisi ile ilgili tez çalışmasıyla yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 1995 yılında İngiltere'den aldığı destek ile, hiperlipidemik hipertansif bireylerde farklı dozlarda balık yağının etkisinin incelendiği tez projesi ile bilim doktoru unvanı almıştır. 
2001yYılında Doçent olarak çalışmalarına devam eden, Prof. Dr. Neriman İNANÇ, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda Beslenme İlkeleri ve Hastalıkları Diyet Tedavisi derslerinin öğretim üyeliğini yapmıştır. 2003 yılında Erciyes Üniversitesi Sağlık İlimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölüm başkanlığı görevi yapmış ve 2006 yılında kendi meslek alanında Türkiye'de 19. olan Profesör unvanını almıştır.
2013 yılından itibaren Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi kurucu dekanı olarak göreve başlamıştır. Türkiye Diyetisyenler Derneği, tüple beslenme ve damardan beslenme konusu ile ilgili olarak Klinik Enterali Parenteral Kepan ve Espen Avrupa Parenteral Enteral Beslenme Derneklerine üye olan Prof. Dr. Neriman İNANÇ, mesleki çalışmalarına kurucu dekanı olduğu Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde devam etmektedir.


19 Eylül 2017 Salı

Çınar'ın Anaokul Süreci

Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bence 3 yaşından itibaren eğer başlatılabiliyorsa, çocuklar anaokuluna ya da oyun gruplarına başlamalı. Çınar suan tam 3 yaşında. 36 aylık. Okul araştırmaya Nisan-Mayıs aylarında başlamıştım. Epey zorlu bir süreç bence. Bir kere asla %100 sizin beklediğiniz bir okul olmuyor hiç biri. Benim okul konusunda en büyük kriterim; Çınar'ın okula mutlu gidip mutlu gelmesiydi. Daha sonra da evime yakın olsun ve tabii ki kaliteli vakit geçirsin.. Şuan için motomot bir eğitim almasını beklemiyor ve istemiyorum. Evde artık ona yeteri kadar verim sağlayamadıgımı ve boşa vakit geçirdigimizi düşünüyordum. Bu sebeple okul arayışına girdim. 6-7 okul gezdim bu zaman diliminde. Kiminde idari kadrodan güzel elektrik alamadım, kiminde okulu hijyenik bulmadım, kimisi uzak geldi vs vs... Sonuc olarak tatile girmeden de evimize yakın ve bir tık da olsa cevremde olumlu seyler duydugum bir okula karar verdim. Yaz tatili boyunca Çınar'ı hazırladım okul konusunda. Artık büyüdün ve okula gideceksin, eğlenceli oyunlar oynayacak ve bir sürü arkadasın olacak gibi. Kendisi de artık cok hazırdı (!) Çevresine sürekli tatilden sonra okula başlayacagını ve ne kadar mutlu oldugunu anlatıyordu. Okul oryantasyon döneminde de Çınar'ın bu yaklaşımı sayesinde sorunsuz geçecegini düşünüyordum. 
.................
 Yanılmışım.............
 İlk gün bir heves çantayı sırtına taktı ve güle oyna gittik okula. Oryantasyon boyunca birlikte olacak ve günde 1-2 saatlik bir dilim olacaktı. İlk gün bahçede güzel etkinlikler hazırlanmıştı cocuklarımız için. Yeni bir ortam oldugu için Çınar'ı sabit tuttmak biraz zor oldu tabii. Etkinliklere katılsa da bu 5-10dk sürdü. Aslında bu süreç de normalmiş. Etrafını keşfetmeye çalıştıgı ve onu uyaran şeylerin cok fazla oldugu için. 
 Birlikte gittiğimiz ilk hafta "birlikte" oldugumuz için sıkıntı olmadı esasında. Ne zamanki sınıfa çıkılacak dendi. Çınar gardını geçirdi... "Sen de gel" sanırım o gün 100 'e yakın bu cümleyi duydum. 
Sınıfa velilerin cıkması yasaktı. Diğer cocuklar da etkinlenebilir ya da cocuk bu duruma alışabilir diye sanırım. 
 Sınıfa cıkamayacagımı, onu bekleme salonunda bekleyecegimi ve beni görmek istedigi her zaman ögretmenine söyleyip yanıma gelebilecegini anlattım. 
 Kabul etmedi.... 
 Daha sonraki günlerde, ögretmeni bir şekilde kendisine yardım etmesini, sınıfa bir şey cıkartmak için destege ihtiyacı oldugunu vs gibi bahanelerle Cınar'ı sınıfa çıkarttı. 
 Arada bir kameradan izlediğimde aglıyor ama etkinliklere de katılıyordu. Cınar için okul süresi bittiginde yanıma iner inmez aglıyor ve bir daha gelmek istemedigini söylüyordu. 
Her gün sil baştan bir şekilde onu ikna etmeye çalışıyordum. - hala da çalışıyorum. 
 Bugün okula gittiğimizde öğretmeni onu aglayarak da olsa kucagına aldı ve sınıfa cıkarttı. Öyle görünce içim sızladı.. 
Bu süreçte kendimi de cok zorluyorum aslında. 
Yaşadıgım kaygıları hissediyor ve daha cok endişeleniyor o da sanırım.
 Bugün ögretmeni onu öyle alınca hiç tepki vermedim. 
O gidince gözüme bi toz kaçtı ama.... 
 15dk sonra kameradan sınıfı izledigimde ağlamıyor ve etkinliklere de katılıyordu. 1-1.5 saat kadar bekleme salonunda bekledim. Sonra sınıf ögretmenine sordurdum. Bir sıkıntı olmadıgını ve keyifli oldugunu söyledi. 
İlk defa onu bugün okulda bıraktm ve eve döndüm. 
Eve geldikten 1 saat sonra Çınar geldi. Servisten mutlu indi. Eve gelince okulda neler yaptıgını konustuk. Tekrar sınıfa gitmek istemedigini söyledi ama o okula gidince benim de işe gittiğimi söyledim. O evde yokken aslında evde de hayat devam ediyor imajı vermemeliymişiz. Sevgili Pedagog'umuz Seda bu konuda beni epey yönlendirdi. 
 Bugün Öğle uykusuna yatırırken Çınar'ı, benim de işe başladıgımı, o okula giderken benim de işe gittiğimi anlattım. Yarın ben yine işe gidecegim sen de okula gideceksin ve okul süresi bitince benim işim de bitecek ve ben yine seni kapıda karşılayacagım diye anlattım.
Şuan sürecimiz bu şekilde ilerliyor. Merak edip attıgınız mesajlar için toplu bir cevap olsun istedim. İlerleyen günlerde halimizden haberdar ediyor olacagım :)

18 Ağustos 2017 Cuma

Kullanım Kolaylığı ve Estetik Bir Arada

Derin dondurucuların faydalarını anlatarak zamanınızı almayacağım, uzun süreli gıda depolama için başka bir seçeneğin olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Henüz bilmiyorsanız da, bu yılki Kurban Bayramı’nda öğreneceksiniz zira etleriniz buzdolabı içerisinde en fazla bir hafta dayanacak! Yani ister et, isterse de diğer gıdalar için uzun süreli depolama yapmak istiyorsanız, bir derin dondurucu kullanmanız gerekiyor. Bu bakımdan iki seçeneğiniz var: yatay ve dikey derin dondurucu modelleri. Yatay olanlar bir sandığı andırıyor ve kapakları üst kısımda yer alıyor. Dikey olanlar ise aynı bir buzdolabı gibi: Kapakları ön kısımlarında bulunuyor ve (isminden de tahmin edebileceğiniz gibi) dik şekilde kullanılıyorlar. Ben, tercihimi dikey derin dondurucu modellerinden, hatta daha net söyleyecek olursak, UED 5170 DTK A++ modelinden yana kullandım.

                                                               

Neden derseniz, her şeyden önce Uğur Soğutma markası güven veriyor. 60 yılı aşkın bir süredir derin dondurucu üretiyorlar ve bu nedenle benzersiz bir uzmanlıkları bulunuyor. Unutmayın, bu cihazları on yıllar boyunca kullanmak için alıyorsunuz ve he sağlamlıkları, hem de servis ağlarının yaygınlığı önem taşıyor. Uğur Soğutma, her iki bakımdan da beklentilerimi fazlasıyla karşılıyor. Gelelim tasarıma: UED 5170 DTK A++, dikey bir derin dondurucu modeli. Ben bu tasarımı seviyorum zira kullanması daha pratik geliyor: Aynı bir buzdolabı gibi rahatça kullanabiliyor, hatta buzdolabının yanına koyarak uyumlu ve estetik bir görünüm elde edebiliyorsunuz (ben öyle yaptım, tavsiye ederim). 

UED 5170 DTK A++ yalnızca 46 kilo, yani kimseyi çağırmama gerek kalmadan bir köşeden diğerine kolayca taşıyabiliyorum. İç hacmi 170 litre, sadece benim değil, komşularımın gıdalarını bile depolamaya yetiyor! A ++ enerji sınıfında olduğu için, neredeyse hiç elektrik harcamıyor. En sevdiğim özelliği de, elektrik kesintilerinde bile içindekileri 15 saat boyunca korumaya devam edebilmesi oldu. Sık sık kesinti yaşanan bir yerde oturuyorsanız, emin olun bu özellik çok işinize yarayacak. Satın almak için https://satis.ugur.com.tr/item/ued-5170-dtk-a/100028 adresini kullanmanızı tavsiye ederim, peşin fiyatına 12 taksit yaptırarak kredi kartınızla alabiliyorsunuz. Geniş iç hacimli, dayanıklı, pratik ve uygun fiyatlı bir derin dondurucu arıyorsanız, UED 5170 DTK A++ modelini gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.

                                     

Bir boomads advertorial içeriğidir.

13 Haziran 2017 Salı

Sağlıklı Bronzlaşmak İçin Neler Yapmalıyız?

Ve beklenen yaz geldi mi dersiniz?
Son zamanlarda havalardaki değişiklik sosyal medyada her fotoğrafın altına "yaz nerede" gibi cümleler görmemize neden oldu.
Ben şikayetçi değilim esasen, severim ben böyle hafif üşüten, kısa kollu üzerine ince bir hırka giyilen havaları..
Bugün epey sıcak.
Hava durumuna bakılırsa yine birkaç gün yağmur yağabilir gibiymiş ama yine de güneş böyle kendini hissettirirken sağlıklı bronzlaşmak için birkaç öneride bulunmak isterim ;



  • Güneşe çıktığımız saatler çok önemli, özellikle saat 10.00 ile 16.00 arasında güneş ışınlarının dünyaya en dik geldiği saatler olduğu için bu saatler arasında güneşe çıkmamaya özen gösterin.
  • Güneş koruyucu kremleri güneşe çıkmadan yarım saat önce cildinize sürün.
  • Yüzünüzün dışında kollarınız, omuzlarınız ve ensenizi de güneş kremi sürerken ihmal etmeyin.
  • Dışarı çıkarken özellikle güneşin vücudumuza temas ettiği vakitler kesinlikle ten renginize uygun güneş koruyucu krem kullanın.
  • Koyu renkli giysiler tercih etmeyin, gölgede oturmuyorsanız şemsiye ve şapka kullanmaya özen gösterin.
  • Ter, deniz ve havuza girmek, güneş kremlerinin akmasına neden olur. Bu nedenle bu gibi durumlarda koruyucunuzu tekrar uygulamayı ihmal etmeyin.
  • Çocuklara yüksek faktörlü güneş kremleri uygulayın, özellikle 3 yaş altı bebekleri kesinlikle güneş koruyucu kremi olmadan güneşle temas ettirmeyin.
  • Tüm bunların yanında en önemlisi bol bol su içerek vücudunuzun su kaybını önleyin

26 Mayıs 2017 Cuma

Çünkü en değerlisi!



Yenidoğan bebekler için cilt bakımının önemi cok yüksek. Yeni anne&baba olmus ebeveynlerinse kafası bir o kadar karısık oluyor. Bebekler için cilt bakımı rutini cok degerli. O yumusacık ve hassas tenlerine bakım yapmak için önerilerim var.


  • Yenidoğan bebeklerin cildinde hafif yaglı gibi bir tabaka oluyor. Bu tabakayı kaldırmamak gerekiyor. Yıkandıkca kendi kendine soyulacaktır.
  • İlk dönemler hızla kilo artışı oluyor ve bu durumda da vücutları bogum bogum oluyor (tam sevmelik:)) bu bogumların arasını mutlaka iyi temizlemeliyiz. Nemli bir bez ile gün içersinde birkaç kez uygulama yapabilirsiniz.
  • Birçok yenidoğan bebekte Konak denilen atılamayan deri birikintileri oluyor. Özellikle alerjik & atopik dermatit bebeklerde daha sık rastlanıyormus bu durum. Çınar'da da bebeklik döneminde epey olurdu konak. Bu konakları da kaldırmamak gerekiyor. Nemlendirici ve atopik tarz sampuanlarla giderilmesini saglayabilirsiniz. Eskiden bu iş için halis zeytinyagı da kulkanılırmıs Ben denemedim ama kullanan cok duydum.
  • Bebek cildine her banyodan sonra vücuduna uygun bir losyonla masaj yapmanızı öneririm.
  • Bebeğinizde kasık ve diger büklüm yerlerinde kırmızılıklar var ve geçmiyorsa mutlaka doktora danısılmalı. Mantar riski yüksek olabilir. 
  • Bebeklerinizin çamaşırlarını mutlaka bebeklere özel sabunlarla yıkayın. Normal deterjanlar ilk dönemler o nanrin cildinde egzamalara sebep olabilir.
  • En önemli şeylerden biri de; yaz ya da kış gözetmeden güneş koruyucu kullanmanız. Çünkü özellikle yenidoğan bebeklerin ultravioleden koruyan pigmentleri henüz gelişmemiştir. 
  • Bebeğinize gereken D vitamini güneşten sağlandıgı için tedbirleirnizi alarak mutlaka her gün 10-15dk  dısarıya cıkartmanızı da öneririm.